YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3974
KARAR NO : 2014/1293
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
Tebliğname No : 5 – 2011/34458
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık M.. T..’un yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.09.2010 gün ve 2009/401 Esas, 2010/201 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ile mağdurenin 31.08.2009 tarihinde birlikte kaçarak köyde bulunan boş eve gittikleri, burada 3 gün kaldıktan sonra İzmir iline giderek burada da 20- 25 gün kaldıktan sonra Eskişehir’e geldikleri ve 30.09.2009 tarihinde yakalandıkları, kaçtıkları tarihte sanığın dosyada bulunan nüfus kaydına göre 17 yaş 11 ay 19 günlük olduğu, yakalandıkları tarihte ise 18 yaş 18 günlük olduğu, mağdurenin kollukta alınan beyanında İzmir’de sanıkla ilk defa cinsel ilişkiye girdikleri beyan ettiği, savcılıkta ise İzmir’de iki-üç kez cinsel ilişkiye girdiklerini beyan ettiği, duruşmada ise ilk kaçtıklarında köyde bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini ve daha sonra cinsel ilişkide bulunmadıklarını beyan ettiği halde, sanığın ise savcılık ve sorguda İzmir ve Eskişehir’de ilişkiye girdiklerini belirttiği halde kollukta sadece köyde ilişkiye girdiklerini, duruşmada alınan ifadesinde ise, köyde bir kez, İzmir’de de bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini ancak daha sonra cinsel ilişkide bulunmadıklarını beyan ettiği görülmekle, sanık ile mağdurenin Eskişehir’de ilişkide bulundukları hususunun şüphede kaldığı yine İzmir’deki ilişkinin de sanığın 18 yaşından önceki 12.09.2009 tarihinden sonra devam ettiğine ilişkin şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı anlaşıldığından mevcut çelişkinin sanık lehine değerlendirilerek, sanık hakkında TCK.nın 31/3. maddesinin uygulanması gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.