Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/3693 E. 2014/2897 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3693
KARAR NO : 2014/2897
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

Tebliğname No : 5 – 2010/200352
MAHKEMESİ : Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29.12.2009
NUMARASI : 2009/22 Esas, 2009/470 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Hükmolunan cezaların miktarı itibarıyla sanık müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın mağdureyle cinsel ilişkiye giren sanığın cezası TCK.nın 103/6. maddesi uyarınca artırılmış ise de, bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, mesleki tecrübesi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın zora dayalı olmayan gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından ne şekilde öngörüldüğü tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule görede;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.05.2010 gün ve 2010/4 Esas, 2010/110 Karar sayılı ilamına ve Adli Tıp Kurumu Kanununun 7 ve 23. maddelerine göre, suç tarihinde çocuk olduğu anlaşılan mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna dair 27.05.2009 tarihli raporun düzenlenmesi sırasında, inceleme konusunun uzmanı olan çocuk psikiyatristi bulundurulmaması nedeniyle bu rapora dayanılamayacağı gözetilerek, dava dosyası yeniden Adli Tıp Kurumuna gönderilip içerisinde çocuk psikiyatristinin de bulunacağı ihtisas kurulundan mümkünse dosyadaki bilgi ve belgelere göre mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda usulüne uygun rapor alındıktan sonra, sanık hakkında TCK.nın 103. maddesinin 6. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, söz konusu rapora dayanılarak mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun kabulü ve ayrıca mağdurenin aşamalardaki beyanlarında, yaklaşık 1 ay aralıklarla sanık dışında iki farklı şahıs tarafında da nitelikli istismara uğradığını belirtmesi karşısında, mağdurenin olaylar öncesi içinde bulunduğu ailevi durum ve sosyal çevre de irdelenip ve bu kişiler hakkındaki soruşturmaların akibeti araştırılıp, dava açılmışsa dosyası getirtilip incelendikten sonra sanıklardan hangisinin eylemine bağlı olarak ruh sağlığının bozulduğu veya her bir sanığın farklı tarihlerdeki eylemi sebebiyle ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında bir açıklık bulunmayan 27.05.2009 tarihli Adli Tıp Kurumunun raporunun yetersiz olduğu gözetilerek hangi sanığın eyleminden dolayı ruh sağlığının bozulduğu, hususlarında açıklayıcı rapor aldırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, mevcut raporla yetinilmek suretiyle eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, kişiyi hürriyettinden yoksun kılma suçu ile birlikte cinsel istismar suçunu işlemesi ve katılan tarafın şikâyetinin devam etmesi hususları nazara alınarak yasal olmayan ve yetersiz gerekçelerle CMK.nın 231. maddesinde öngörülen diğer koşullar incelenip değerlendirilmeden, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.