Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/3449 E. 2013/13863 K. 24.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3449
KARAR NO : 2013/13863
KARAR TARİHİ : 24.12.2013

Çocuğun soybağını değiştirme suçundan sanık … ve kötü muamele suçundan sanık …’ün yapılan yargılamaları sonunda; sanık …’in atılı suçtan, sanık …’in ise kötü muamele eyleminin yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan ve ayrıca çocuğun soybağını değiştirme suçundan mahkûmiyetlerine dair … 10. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 23.07.2009 gün ve 2008/784 Esas, 2009/938 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Eylemin TCK.nın 204/1. maddesine uyan resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı yönündeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanığa isnat edilen çocuğun soybağını değiştirme suçunun zamanaşımı yönünden lehe olan 765 sayılı TCK.nın 445. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımına tâbi olduğu ve suç tarihi olan 19.09.2002’den itibaren inceleme gününe kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükmün CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık … hakkında çocuğun soybağını değiştirme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.03.1990 gün ve 1990/8-3-70, 09.10.2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı Kararlarında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesinin o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin iddianamede açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesinin gerektiği, buna karşılık 18.02.2008 tarihli iddianamede sanık hakkında sadece kötü muamele suçundan dava açıldığı, çocuğun soybağını değiştirme suçundan açılmış bir davanın bulunmadığı ve bu eksikliğin ancak kamu davası açılmak suretiyle giderilebileceği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurularak CMK.nın 225. maddesine aykırı davranılması,
Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Temel cezanın belirlenmesinde alt ve üst sınırlar arasında takdir … kullanılırken TCK.nın 3. maddesindeki hakkaniyet ve orantılılık ilkesi de gözetilerek aynı Kanunun 61/1. maddesinde ki hususların eyleme uygun olarak açıklanıp denetime olanak verecek şekilde gösterilmesi gerekirken “sanığın şahsi durumu ve suç işleme eğilimi” şeklindeki yasal olmayan gerekçelerle en üst sınırdan uygulama yapılması suretiyle TCK.nın 3, 61 ve CMK.nın 230. maddelerine aykırı davranılması,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olup olmadığına karar verilirken CMK.nın 231. maddesinde öngörülen koşullar tartışılarak bir sonuca varılması gerekirken ”suçun işleniş şekli dikkate alınarak” denilmek suretiyle kanuni ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.