Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/2617 E. 2014/599 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2617
KARAR NO : 2014/599
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

Tebliğname No : 14 – 2011/357944

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık K.. U..’nın yapılan yargılaması sonunda; beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine dair Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.02.2011 gün ve 2008/151 Esas, 2011/42 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 14.01.2007 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında alınan anlatımındaki “Telefonda mağdurenin yaşı küçük gibi gözükmüyordu, kendisi de bana 18 yaşında olduğunu söyledi, buluştuğumuzda 18 yaşından büyük olduğuna kanaat getirdim” şeklindeki ifadesinin, 26.12.1992 doğumlu olup, suç tarihinde 14 yıl 18 günlük olan mağdurenin yaşına itiraz mahiyetinde olduğu, suçun niteliğine ve oluşumuna etkisi bakımından mağdureye ait doğum tutanağı getirtilerek, resmi bir sağlık kurumunda doğmadığının anlaşılması halinde, yaş tesbitine esas olacak kemik grafileri çektirilmek suretiyle sağlık kurulu raporu alınması, gerektiğinde Adli Tıp Kurumundan da görüş alınarak mağdurenin gerçek yaşının bilimsel şekilde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca 28.06.2010 tarihinde düzenlenen raporda, mağduresi bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş olmakla birlikte, söz konusu raporun üç hekimin mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin muhalefeti nedeniyle oybirliği ile karara bağlanamamış olması karşısında, tam bir vicdani kanı oluşabilmesi için Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/b maddesi uyarınca Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınıktan sonra sanık hakkında TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde hükme varılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.