Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/2114 E. 2012/3521 K. 27.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2114
KARAR NO : 2012/3521
KARAR TARİHİ : 27.03.2012

Çocuğun basit cinsel istismarı ve cinsel taciz suçlarından sanık …’ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan mahkûmiyetine dair … Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.10.2011 gün ve 2011/150 Esas, 2011/205 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve katılan … vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
TCK.nın 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinde aynı suçun farklı zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde uygulanacağı, en son olay tarihinden 15 gün önce para verip “attırayım mı” diyerek ve cinsel organını gösterip tutmasını istemesi şeklinde beden teması içermeyen cinsel taciz niteliğindeki eylem ile 02.08.2010 tarihinde öpüp okşama ve cinsel organını okşatma şeklinde bedensel temas içeren ve TCK.nın 103/1. maddesinde öngörülen cinsel istismar niteliğindeki suçların aynı nitelikte olmayıp farklı nitelikte suçlar olması karşısında, eylemin bir bütün olarak cinsel istismar olarak kabulüyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle hüküm kurulması gerektiği yolundaki tebliğnamedeki görüşe itibar edilmemiştir.
Sanık hakkında cinsel taciz suçundan verilen hükmün incelemesinde;
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen hükmün incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdure hakkında … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 29.09.2010 tarih ve 1946 sayılı raporda ”alınan öykü ve psikiyatrik değerlendirmelere göre …’ya Travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulmuş ve kendi yaş grubu içinde “Normal Zeka düzeyinde performans gösterdiği saptanmıştır.” şeklindeki tespit ve mağdurenin annesi katılan …’nun 26.08.2011 tarihli duruşmada “kızım bu olaydan sonra bir süre etkilendi, uykusunda korkup sıçrayıp kalkıyordu, bir şey dediğim zaman ağlıyordu” şeklindeki beyanları karşısında, ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 03.05.2011 gün ve 2011/56 Esas, 2011/76 sayılı Kararında açıklandığı üzere; mağdurun olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre oluşturulmuş bir heyet tarafından düzenlenecek rapora göre değerlendirme yapılarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken iddianamede mağdurenin beden veya ruh sağlığının bozulduğu yönünde anlatım bulunmadığı ve doktor raporuna göre de ruh veya beden sağlığının bozulmadığından bahisle eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.