Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/1930 E. 2014/6767 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/1930
KARAR NO : 2014/6767
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

Tebliğname No : 5 – 2010/148510
MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27.10.2009
NUMARASI : 2006/177 Esas, 2009/170 Karar
SUÇ : Sanık Ahmet hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar Ö.., Ne.. ve A. hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dosya içerisinde yer alan Konya Numune Hastanesinin 04.10.2006 tarihli raporunda, genel görünümü ve çekilen kemik grafilerine göre mağdurenin 15 yaş ile uyumlu olduğunun bildirildiği, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 13.11.2006 tarihli raporunda 02.10.2006 tarihinde ve olay tarihi olan 10.07.2006 tarihinde 16 yaşı içerisinde olduğu ve 16 yaşını bitirmediği belirtilen mağdurenin yine 6. İhtisas Kurulunda yapılan muayenesi sonucu düzenlenen 23.03.2007 tarihli raporunda ise, olay tarihi olan Ocak-Şubat 2006’da 15 yaşı içerisinde olduğu ve 15 yaşını bitirmediğinin belirtildiği, buna göre mağdurenin yaşına ilişkin alınan raporlar arasında çelişkinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, suçun niteliğine etkisi bakımından mağdurenin suç tarihindeki yaşının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti gerekli olduğundan, Adli Tıp Genel Kurulundan mağdurenin olay tarihindeki yaşı konusunda rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi yerine, eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık Ahmet’in annesi olan sanık Necla’nın, yaşam koşulları gereği aile içerisindeki sosyal konumu, savunması ve kırsal bölgelerdeki örf adet kurallarına ve olayın oluş ve ortaya çıkış şekline göre, atılı suça bilinçli olarak katılımının bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Mağdurun annesi olan sanık Ö..ür’ün, cinsel istismar suçunun asli faili olan Ahmet’in eylemine TCK.nın 39. maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği anlaşıldığından, sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK.nın 103/3. maddesi ile artırılamayacağının gözetilmemesi,
Mahkemece oluşa uygun olarak, sanık A..’in mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir, tehdit ve hile olmaksızın gerçekleştirildiği kabul edildiği ve temel ceza 1 yıl olarak belirlendiği halde, uygulanan kanun maddesinin TCK.nın 109/2. maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.