Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/15887 E. 2013/3727 K. 02.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15887
KARAR NO : 2013/3727
KARAR TARİHİ : 02.04.2013

Cinsel taciz suçundan sanık H.. K..’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanunun 50/1-d maddesine göre 10 ay süreyle şehiriçi ve şehirlerarası özel ve kamu kurumlarınca hizmete tahsis edilmiş toplu taşıma araçlarına (uçak, tren, metro, otobüs, metrobüs, dolmuş vb.) binmesinin yasaklanmasına tedbirine çevrilmesine dair İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.04.2012 tarih ve 2011/1362 Esas, 2012/624 sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50/1-d maddesinde “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresinde duyduğu pişmanlığa ve suçun istenmesindeki özelliklere göre, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirle yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmasına çevrilebilir” hükmünün yer aldığı, sanığa tayin edilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlara çevrilirken, kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa aykırı olmayan tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir seçenek yaptırıma hükmedilmesi gerektiği, kanunî, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan, sanığın kişiliğini ve suçun işlenmesindeki özellikleri değerlendirmeden ve seyahat özgürlüğünü engelleyecek şekilde, sanığa kanunda öngörülmeyen yükümlülük getirmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş bulunmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 03.12.2012 gün ve B.03.0.CİG. 0.00.00.04-105-35-7099-2012/17610/67924 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 23. maddesinde, herkesin yerleşim ve seyahat özgürüğüne sahip olduğunu, bu özgürlüğün suç soruşturması ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlemesini önlemek amaçlarıyla kanunla sınırlanabileceği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 50. maddesinin birinci fıkrasında, kısa süreli hapis cezası suçlunun kişiliğine sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre kanunda gösterilen diğer seçenek yaptırımlar yanında, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya da çevrilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 38/son maddesinde, “Belirli yerler ve etkinlikler; sanık veya hükümlünün suç işlemesinde, suça yönelmesinde ya da zararlı alışkanlıklar edinmesinde veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında; çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da sanık veya hükümlünün yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerler ve etkinliklerdir” şeklinde tanımlanmıştır.
Fail tarafından işlenmiş suç ile mahkeme tarafından kısa süreli hapis cezasının çevrildiği seçenek yaptırımlardan olan gidilmesi yasaklanan yer veya yapılması yasaklanan faaliyet arasında bir bağlantı ve ilgi bulunması gerektiği hususu doktrinde de genel kabul görmüştür.
Dosya kapsamına göre, sanığın mağdureye karşı gerçekleştirmiş olduğu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçuna ilişkin eylemini belediye otobüsünün içerisinde işlemiş olduğundan dolayı, mahkemece işlenen suç ile çevrilen seçenek yaptırım arasında ilgi olduğu değerlendirilerek 5237 sayılı TCK.nın 105. maddesinin birinci fıkrası ve 62. maddeleri uyarınca vermiş olduğu kısa süreli 10 ay hapis cezasını seçenek yaptırım olarak, aynı Kanunun 50. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükmü uyarınca “10 ay süre ile şehiriçi ve şehirlerarası özel ve kamu kurumlarınca hizmete tahsis edilmiş toplu taşıma araçlarına (uçak, tren, metro, otobüs, metrobüs, dolmuş, v.b.) binmesinin yasaklanmasına” dair verilen karar, sanığın binmesi yasaklanan araçların, onun suç işlemesinde, suça yönelmesinde; çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerlerden olmaması ve sanığın Anayasa’da yer alan seyahat özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte bulunması,
Kanuna aykırı, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayanarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.04.2012 tarih ve 2011/1362 Esas, 2012/624 sayılı kararının; CMK.nın 309/3. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sonrası gerekli işlemlerin mahallinde yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.