Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/13551 E. 2014/9595 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13551
KARAR NO : 2014/9595
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/242693
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12.04.2010
NUMARASI : 2009/2364 Esas, 2010/588 Karar
SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
CMK.nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, suçtan zarar gören mağdure vekilinin, mahkemece verilen hükmü temyiz etmek suretiyle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurenin katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK.nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdure Manolya’nın davaya katılmasına karar verilerek katılan vekili ve sanığın temyizi üzerine yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Mağdure dinlenirken yanında CMK.nın 236/3. maddesine aykırı olarak psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulmaması,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.