Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/12252 E. 2012/12994 K. 13.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12252
KARAR NO : 2012/12994
KARAR TARİHİ : 13.12.2012

KARAR

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar … ve …; beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan …; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık …’nın yapılan yargılamaları sonunda; sanık …’ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine bu sanığın atılı öbür suçu ile diğer sanıkların atılı suçlardan beraatlerine dair Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.04.2012 gün ve 2010/118 Esas, 2012/138 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık … müdafi ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık … hakkındaki çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu ve sanıklar …,…,… hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
… hakkında kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
Suç tarihi itibarıyla 16 yaşı içinde olan mağdure ile rızası ile cinsi münasebette bulunan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 104. maddesi düzenlenen reşit olmayanla cinsi münasebette bulunma suçunu oluşturacağı ve 2008 yılının Kasım-Aralık aylarında gerçekleşen olay hakkında ilk defa 19.01.2010 tarihinde şikâyetçi olan mağdurenin şikâyetinin 6 aylık kanuni süreden sonra olduğu anlaşılıp dava şartı bulunmadığından, kamu davasının 5237 sayılı TCK.nın 73/1 ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği halde, mağdurenin rızası nedeniyle suç teşkil etmediği gerekçe gösterilerek yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün birinci bendinden

…/…

-2-

“sanık … üzerine atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu” ibarelerinin çıkarılarak , “sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasının değişen suç vasfına göre TCK.nın 73 ve CMK.nın 223/8. maddeleri uyarınca şikâyetin süresinde olmaması nedeniyle düşmesine” ibaresinin hükme eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık … hakkındaki beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin aşamalardaki beyanları sanıklar …,…,… ‘ın aşamalarda birbirlerini tamamlayan istikrarlı anlatımları, mağdurenin adli raporları ve tüm dosya kapsamından, olay tarihinden önce sevgili olup rızaen ilişkiye girdiğini beyan eden 15-18 yaş grubunda olan mağdurenin olay günü sanık … ile mesajlaşıp, …’ın gelmesi üzerine rızasıyla arabasına bindiği ve yine sanık …’ın aşamalarda mağdureyle rızasıyla ilişkiye girdiğini savunması karşısında, sanığın kanıtlanan eylemlerinin TCK.nın 104/1, 43. maddelerinde düzenlenen zincirleme biçimde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK.nın 103/2,103/6 maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık … müdafi ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanık …’in TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin mahalline en seri şekilde bildirilmesi hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 13.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.