Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/12248 E. 2012/11899 K. 26.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12248
KARAR NO : 2012/11899
KARAR TARİHİ : 26.11.2012

Zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı (…’ya yönelik) ve çocuğun basit cinsel istismarı (…’ya yönelik) suçlarından sanık …’ın yapılan yargılaması sonunda; mağdure …’ya yönelik eylemlerinin ırza geçme ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarını oluşturduğunun ve mağdure …’ya yönelik eyleminin ırz ve namusa tasaddide bulunma suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkûmiyetine dair Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 06.03.2012 gün ve 2011/45 Esas, 2012/54 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdure …’ya yönelik ırza geçme ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Mağdure …’ya yönelik ırz ve namusa tasaddide bulunma suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Sanığın eylemine uyan ırz ve namusa tasaddide bulunma suçunun 765 sayılı TCK.nun 415/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla, aynı Kanunun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli zamanaşımına tâbi olduğu, mahkemece oluşa uygun olarak kabul edilen ve kesin olarak tespit edilemeyen suç tarihi olan 2005 yılı Haziran ayı öncesi ile olayın adli mercilere intikal ettiği 27.01.2011 tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5237 sayılı TCK.nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.