Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/12044 E. 2014/9855 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12044
KARAR NO : 2014/9855
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/169948
MAHKEMESİ : Mersin 1.Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29.04.2010
NUMARASI : 2009/16 Esas, 2010/226 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin gerçek yaşının nüfus kaydında görünen yaşından büyük olduğunun iddia edilmesi üzerine Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 30.04.2009 tarihli raporda mağdurenin rapor tarihi itibariyle 19 yaş sonu 20 yaş ile uyumlu olduğunun belirtilmesi karşısında, mağdureye ait doğum tutanağının onaylı sureti getirtilip, mağdurenin resmi bir kurumda doğmadığının anlaşılması halinde dosyada bulunan rapor ve grafilerde eklenmek suretiyle Adli Tıp Kurumundan görüş sorularak, mağdurenin gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanması gerektiğinin ve Ümraniye Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 27.11.2007 tarihli raporunda mağdurenin normal zeka düzeyinde olduğunun, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 20.11.2009 tarihli raporunda mağdurede akıl hastalığı veya akıl zayıflığı tespit edilmemesine karşın sosyal gelişme ve yaşına uygun başetme becerileri göz önüne alındığında olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağının, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 01.09.2008 tarihli raporda ise mağdurede hafif düzeyde zeka geriliği olduğunun tespit edilmesi karşısında, Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 15. maddesine göre Adli Tıp Genel Kurulundan mağdurede her hangi bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı ve varsa bunun hekim olmayanlarca anlaşıp anlaşılamayacağı, söz konusu eylemler nedeniyle beden veya ruh bakımından kendisini savunabilcek durumda olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususunda rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanığa tayin edilen ceza miktarı itibariyle TCK.nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme ve CMK.nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususlarının tartışılmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.