Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/11827 E. 2012/8827 K. 24.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11827
KARAR NO : 2012/8827
KARAR TARİHİ : 24.09.2012

Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık … ile aile efradına kötü muamele suçundan sanık …’un yapılan yargılamaları sonunda; sanık …’in beraatine ve sanık …’ın atılı suçtan mahkûmiyetine dair Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 24.04.2006 gün ve 2005/682 Esas, 2006/364 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi mağdure vekili tarafından istenilmiş, Dairemizin 26.12.2011 gün ve 2011/2432 Esas, 2011/5930 sayılı Kararı ile de, “suçtan zarar gören mağdureye atanan vekilin sanıkların cezalandırılmasına ilişkin talebi karşısında mahkemece davaya katılmak isteyip istemediği sorularak istemi halinde bu hususta olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.03.2012 tarih ve 2006/218342 sayılı, katılma kararı verilip hükmün esastan incelenmesini isteyen itirazı üzerine de, 05.07.2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesine eklenen 2. ve 3. fıkralar ve aynı Kanunun 101. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 5. madde gereğince itiraz konusunda bir karar verilmek üzere dava evrakı Daireye gönderilmekle incelendi;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden Üye Hakim …’ın muhalefetiyle oyçokluğu ile itirazın kabulüne, Dairemizin 26.12.2011 gün ve 2011/2432 Esas, 2011/5930 Karar sayılı kararının 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesine eklenen 2. ve 3. fıkralar uyarınca KALDIRILMASINA, karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
24.04.2006 günlü celsede sanıkların cezalandırılmasını talep eden zorunlu vekile mağdure adına CMK.nın 238/2. maddesi uyarınca davaya katılmak isteyip istemediği sorulmamış ise de, CMK.nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, mağdurenin zorunlu vekilinin sanığın cezalandırılmasını istediği ve mahkemece verilen hükmü temyiz etmekle açıkça mağdure adına katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurenin katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK.nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdure …’ın davaya katılmasına ve zorunlu vekilinin katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilmekle katılan vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanık … hakkında verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık … hakkında kötü muamele suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK.nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK.nın 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkartılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, dosyaya içeriğine göre sabıkası bulunmayan ve yeniden suç işlemeyeceği kanaati oluştuğu için verilen hapis cezası da ertelenen sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.