Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/11775 E. 2013/8874 K. 10.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11775
KARAR NO : 2013/8874
KARAR TARİHİ : 10.09.2013

Irza geçme suçundan sanıklar … ve …’nun yapılan yargılamaları sonunda; eylemlerinin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkûmiyetlerine dair Hatay Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 29.12.2005 gün ve 2005/845 Esas, 2005/947 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri ve mağdur vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
CMK.nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, hüküm tarihinde 10 yaşında olan ve kovuşturma aşamasında bir vekili bulunmayan mağdur Erdem Keleş’e tevdii kararımızdan sonra CMK.nın 234. maddesi uyarınca atanan zorunlu vekilin de mahkemece verilen hükmü temyiz ederek açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurların katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördükleri konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı anlaşılmakla, CMK.nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdur Erdem Keleş’in davaya katılmasına, zorunlu vekili Av. …’in de katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilerek sanıklar müdafiilerinin yanında katılan mağdur vekilinin de temyizi üzerine yapılan incelemede;
Oluşa uygun olarak sanıkların işlediği kabul edilen ve zamanaşımı yönünden lehe olan ırz ve namusa tasaddide bulunma suçunun 765 sayılı TCK.nın 415/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli zamanaşımına tâbi olduğu, sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilen 29.12.2005 tarihli ikinci hükümden itibaren inceleme gününe kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.