Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/11639 E. 2014/1437 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11639
KARAR NO : 2014/1437
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Tebliğname No : 14 – 2011/268351

Cinsel taciz suçundan sanık M.. A..’ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Mut Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 03.12.2010 gün ve 2010/124 Esas, 2010/623 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli kararda sanığın kullandığı cep telefon numarasının 0537 272 8459 yerine, 0535 204 58 29 yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğine göre, sanığın cinsel taciz suçunu değişik zamanlarda bir suç işleme kararı ile gerçekleştirilmesine rağmen, zincirleme suça ilişkin TCK.nın 43/1. maddesi uyarınca cezanın artırılmaması,
Uygulamaya göre de;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06.09.2004 tarih 2004/761-1092 sayılı i1am ile hükmolunan doğrudan para cezasının, ceza kararnamesi ile verilmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesi uyarınca mükerrirler hakkında denetim süresini belirme ve gerektiğinde uzatma görevi hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye ait olacağı gözetilmeden, hükümlülük kararında mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 58/7. madde ve fıkrası uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenerek infaz yetkisinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.