Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/10489 E. 2014/7432 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10489
KARAR NO : 2014/7432
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

Tebliğname No : 5 – 2011/211048
MAHKEMESİ : Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27.01.2011
NUMARASI : 2009/148 Esas, 2011/12 Karar
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın yolda karşılaştığı mağdureye sarılıp mağdureyi öpmeye çalıştığı olayda, mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 11.10.2010 tarihli raporunda, mağdurede olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan posttravmatik stres bozukluğu ve major depresyon tespit edilerek olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ve bu rapor esas alınarak sanığın cezası TCK.nın 102/5. maddesi uyarınca arttırılmış ise de sanık tarafından işlenen dokunma gibi ani nitelikteki, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirilen hallerde sanığın kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan objektif sorumluluğun kaldırılarak subjektif sorumluluğun kabul edildiği, TCK.nın 23. maddesi uyarınca failin, gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, mesleki tecrübesi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayın zora dayalı olmayan gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülmeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı, meydana gelen bu zararın ise TCK.nın 61. maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşılması sırasında dikkate alınabileceği gözetilmeden sanık hakkında TCK.nın 102/5. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.