Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2012/10424 E. 2014/7639 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/10424
KARAR NO : 2014/7639
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

Tebliğname No : 6 – 2010/35952
MAHKEMESİ : Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13.11.2009
NUMARASI : 2009/68 Esas, 2009/532 Karar
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurun olaydan hemen sonra jandarma tarafından alınan 06.04.2006 tarihli beyanında, Cengiz ve Sami isimli şahıslar tarafından Ataköy Köyünde bulunan bir hayvan ağılına götürüldüğünü, burada sanıklardan Gülten ile haklarında çıkan dedikodu nedeniyle dövüldüğününden bahisle ismi geçen sanıklar Cengiz ve Sami’den şikâyetçi olduğunu belirttiği, bundan bir gün sonra alınan beyanın da ise, Sami ile Cengiz’in olay günü kendisini aradıklarını, Azerbaycan’lı bir kadının evinde kalması için yardım istediklerini, kendisinin de kadını görmeden cevap veremeyeceğini söylediği, bir süre sonra sanıkların evine gelerek kendisini ağıla götürdüklerini, içeride bu sanıkların dışında 5 kişinin daha olduğunu, hepsinin birden nedensiz bir şekilde kendisini dövdüklerini belirterek, sanıklar Sami, Cengiz ve Gülten’den şikâyetçi olduğu, Cumhuriyet Savcılığında alınan 18.07.2006 tarihli beyanında ise, sanık Gülten ile ilişkileri olduğunu, bu ilişkiden haberi olan sanıklar Sami, Cengiz, Nejdet, Yusuf ve Ali’nin kendisini Gülten’den uzak durmasını isteyerek dövdüklerini ve Cengiz’e gelen telefonla sanık Gülten’den özür dilettirdiklerini belirterek tüm sanıklardan şikâyetçi olduğu, tüm bu iddialar karşısında sanıkların hiçbir aşamada suçlarını kabul etmedikleri ve görgüye dayalı bir tanık beyanının da dosyada mevcut olmadığı anlaşıldığından, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için dosyada ismi geçen sanıkların olay tarihinde kullandıkları cep telefonu numaraları tespit edilerek, olay öncesinde ve sırasında birbirleri ile veya mağdurla iletişime geçip geçmedikleri, geçmişler ise hangi baz istasyonlarını kullandıkları, kullanılan baz istasyonlarının olay yerine yakın olup olmadığı belirlendikten sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek haklarında mahkûmiyet kararı verilen sanıklar ile beraat kararı verilen sanık Gülten’in hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Haksız tahrik hükümlerinin, haksız bir fiilin etkisi altında suç işleyen fail hakkında uygulanabileceği, müşterek failler hakkında uygulanabilmesi için ise tüm koşulların bu failler yönünden de gerçekleşmesi gerektiği, buna göre somut olayımızda, mağdur Dursun ile sanık Gülten arasında çıkan dedikodunun sadece sanık Gülten için haksız tahrik oluşturabileceği, Gülten ile akrabalık bağı dahi bulunmayan diğer sanıklar yönünden haksız tahrik oluşturmadığı gibi somut olayımızda mağdurun bu sanıklara yönelik başkaca haksız hareketinin de olmadığı gözetilmeden, soyut gerekçelerle mahkûmiyet kararı verilen sanıklar yönünden haksız tahrik hükümleri uygulanması ve tüm aşamalarda diğer sanıklarla birlikte hareket ederek eyleme doğrudan iştirak ettiği anlaşılan sanık Cengiz hakkında TCK 37. maddesi yerine aynı Kanunun 39. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.