Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/9536 E. 2013/3749 K. 02.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/9536
KARAR NO : 2013/3749
KARAR TARİHİ : 02.04.2013

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık …’nın bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.09.2008 gün ve 2007/266 Esas, 2008/248 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin suç tarihinden itibaren en az 6 ay süre geçtikten sonra yapılması gerekli olduğu halde, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin 13.12.2006 tarihli raporunun suç tarihinden itibaren 6 ay geçmeden verilmesi ve raporu düzenleyen kurulda çocuk psikiyatri uzmanı bulunmadığının anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 05.04.2011 gün ve 2011/5-56 Esas, 2011/76 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23/B ve 31. maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinden, bir çocuk psikiyatri uzmanın zorunlu katılımı ile Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulu ölçütlerine göre oluşturulmuş bir heyetten, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alındıktan sonra, hüküm kurulması gerekirken usulüne uygun teşekkül etmeyen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 13.12.2006 tarihli raporuna itibar edilerek TCK.nın 103/6. maddesinin uygulama dışı bırakılması ve adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 17.09.2007 tarihli bozma kararından önce verilen 22.07.2007 tarihli hükümde sanık hakkında TCK.nın 103/6 ve 58. maddelerinin uygulanmaması ve bozmadan önceki bu hükmün yalnız sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 326/son maddesi uyarınca bu hususlar sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.