Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/813 E. 2011/4829 K. 09.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/813
KARAR NO : 2011/4829
KARAR TARİHİ : 09.12.2011

Irza geçmeye teşebbüs ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından sanıklar …, …, … ve …’in yapılan yargılamaları sonunda; eylemlerin ırz ve namusa tasaddide bulunma ve reşit olmayan kimseyi rızasıyla kaçırıp alıkoyma suçlarını oluşturduğunun kabulü ile sanıkların bu suçlardan ayrı ayrı mahkûmiyetlerine dair Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 03.11.2006 gün ve 2004/89 Esas, 2006/524 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların oluşa uygun işlediği kabul edilen reşit olmayan kimseyi rızasıyla kaçırıp alıkoyma suçunun kanun maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımına tâbi olduğu, suç tarihi olan 09.02.2004 ile inceleme tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davalarının aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanıklar hakkında ırz ve namusa tasaddide bulunma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İnceleme tarihi itibarıyla, mağdure 18 yaşını ikmal ettiğinden mağdurenin beyanının alınması sırasında vekilinin ve bilirkişi sıfatı ile bir uzman psikolog veya psikiyatrisin hazır bulundurulmamasının telafisi mümkün olmadığından, tebliğnamedeki 1 nolu istem bozma nedeni yapılmamıştır.
Mağdurenin olay günü kollukta ve sonrasında Cumhuriyet Savcılığında alınan samimi beyanları, sanık …’in kollukta alınan oluşa ilişkin savunması ve tüm dosya içeriğine göre, sanıklar … ve …’nın olaydan bir gün önce yolda karşılaştıkları sanık …’e, mağdureyi eve götürüp tecavüz edeceklerini söyleyip kendisinin de gelmesini istedikleri, olay günü de sanıklar … ve …’nın eğlence var diyerek mağdureyi sanık …’un evine götürdükleri, daha sonra sanıklar … ve …’in de eve geldiği, salonda birlikte otururken sanıkların dördü beraber kollarından ve bacaklarında tutup koltuğun üzerine yatırdıkları mağdurenin vücudunu okşamaya ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladıkları, sanık …’nın mağdureye “ya benim olursun ya dördümüzün” dediği, sanık …’in de üzerine diz çöküp eteğini yukarı sıyırdığı mağdurenin iç çamaşırını çıkarmaya ve kendi pantolonunun önünü açmaya başladığı, sanıklardan kurtulamayacağını anlayan mağdurenin kendini kurtarmak amacıyla “benden uzaklaşın dediğinizi yaparım” diyerek sanıkları ikna edip kendisini bırakmalarını sağladığı ve birkaç adım uzaklaştıktan sonra üçüncü kattaki evin penceresinden aşağıya atladığı anlaşılmış bulunmasına göre, sanıkların ırza geçme maksadıyla başladıkları bu suçun icrai hareketlerine mağdurenin kendisini kurtarmak amacıyla kullandığı hile sonucu son verdikleri, bu nedenle ihtiyariyle vazgeçmeden söz edilemeyeceği gözetilerek, sanıkların ırza geçmeye yönelik eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK.nun 61/1. maddesinde tanımlanan eksik teşebbüs aşamasında kaldığının anlaşılması ve buna göre suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK hükümlerinin kıyaslanarak lehe olan kanunun belirlenip uygulanması gerekirken, suç niteliğinde yanılgıya düşülüp eylem ırza tasaddi kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 09.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.