YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/6312
KARAR NO : 2012/7436
KARAR TARİHİ : 28.06.2012
Fuhuş suçundan sanık …’in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair İmamoğlu Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 31.01.2008 gün ve 2007/25 Esas 2007/30 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın adli sicil kaydında bulunan İmamoğlu Sulh Ceza Mahkemesinin 05.03.2003 gün ve 2002/60 Esas, 2003/70 Karar sayılı 08.01.2004 tarihinde kesinleşmiş, hırsızlık suçundan mahkûmiyetine konu 2 yıl hapis cezasının 07.11.2006 tarihinde infaz edildiğinin anlaşılması karşısında, bu mahkûmiyeti 18.01.2007 tarihinde işlenen davaya konu suç bakımından tekerrüre esas olduğu halde sanık hakkında TCK.nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suçun niteliğine etkisi bakımından, doğumundan yaklaşık 7 yıl sonra nüfusa tescil edildiği anlaşılan mağdurenin yaşı üzerinde durularak, doğum kaydının getirtilmesi, resmî bir kurumda doğmadığının anlaşılması halinde yaş tespitine esas olacak şekilde kemik grafileri çektirilerek, içlerinde radyoloji uzmanının da bulunduğu bir sağlık kurulundan yaşının belirlenmesine ilişkin rapor alınması, tereddüt halinde Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulundan da görüş sorulmak suretiyle mağdurenin gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Sanık hakkında TCK.nın 227/1. maddesi uyarınca temel ceza tayin edilirken cezanın alt sınırından ayrılmayı gerektirir bir neden bulunmadığından bahisle hapis cezası alt sınırdan tespit edildiği halde bu konuda gerekçe de gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi, Sanık hakkında tayin edildikten sonra ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin TCK.nın 52/4. maddesi uyarınca kararda belirtilmemesi,
Sanığın, 5237 sayılı TCK.nın 53/1.c maddesindeki haklardan; kendi alt soyu yönünden koşullu salıverilme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükmün CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.