Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/5554 E. 2012/12471 K. 04.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/5554
KARAR NO : 2012/12471
KARAR TARİHİ : 04.12.2012

KARAR

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık …’ün yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan mahkûmiyetine dair Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.12.2007 gün ve 2006/202 Esas, 2007/310 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Hükmolunan cezaların miktarına göre sanık müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Mahkemece doğru olarak düzeltilen doğum tarihine göre, suç tarihi itibarıyla 16 yıl 3 günlük olan mağdure ile sanık …’un aynı işyerinde çalışan ablaları aracılığıyla tanıştıktan sonra arkadaşlık kurduklarının ve zaten evli olan sanığın bu durumu gizleyip mağdureye onunla evleneceğini ve ona iş bulacağını söyleyerek ikna etmesi üzerine sanığın bulduğu farklı yerlere birlikte giderek rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerinin anlaşılması karşısında, sanığın mağdureye söylediği basit yalan niteliğindeki sözlerin çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları açısından mağdurenin iradesini etkiler nitelikte hile olarak kabul edilemeyeceği, mağdurenin rızasıyla sanıkla birlikte giderek cinsel ilişkiye girmiş olması nedeniyle sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi ve sanığın onbeş yaşından büyük mağdureyle rızasıyla cinsel ilişkiye girmesi eyleminin ise reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek TCK.nın 104/1 ve 43. maddelerine göre cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine hükmolunması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Mağdurenin beden veya ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 20.07.2007 tarihli raporunun düzenlenmesi sırasında, inceleme konusunun uzmanı olan çocuk psikiyatri uzmanının -2-

bulundurulmaması nedeniyle, Adli Tıp Kanununun 7 ve 23. maddelerine uygun teşekkül etmeyen ihtisas kurulunun düzenlediği rapora dayanılarak sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuyla ilgili TCK.nın 103/6. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Sanığın, adli sicil kaydına esas Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.07.2005 gün ve 2005/141 Esas, 2005/556 Karar sayılı hapisten çevrili 2750 YTL para cezasına ilişkin ilam nedeniyle mükerrir olduğu ve bu ilamın onaylı örneği de temin edilerek hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanık hakkında hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK.nın 53/3. maddesine göre 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.