Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/4344 E. 2012/10746 K. 05.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/4344
KARAR NO : 2012/10746
KARAR TARİHİ : 05.11.2012

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanık …’ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan beraatine dair Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.05.2007 gün ve 2006/183 Esas, 2007/108 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı ve katılanlar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Dosyada bulunan onaylı nüfus kayıt örneğine göre, suç tarihinde 14 yaşı içerisinde bulunan mağdurenin aşamalardaki özde değişmeyen samimi anlatımları, sanığın kaçamaklı ikrarı ve özellikle Cumhuriyet Savcılığındaki anlatımında, jandarmada mağdureye arkadaşlık teklif ettiğini ve onu öptüğünü söylediğini kabul etmekle beraber, şimdiki söylediklerinin doğru olduğunu, onu öpmediğini ifade ederek vekilsiz alınan ilk beyanının özgür iradesine dayalı olduğunu bu suretle belirtmiş bulunması, tanık beyanları, doktor raporları, olay yeri tespit tutanağı ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın saat 10.00 sıralarında ilaç istemek amacıyla mağdurenin evine gittiği, mağdurenin ilaç getirmek için içeri yöneldiğinde sanığın içeri girdiği, ilacı içtikten sonra mağdureye “senden hoşlanıyorum, seni öpebilirmiyim?” demesi üzerine mağdurenin sanığa evden gitmesini söylediği, sanığın kapı önüne geldiğinde ona, öpüp öyle gideceğini ifade ederek sarıldığı, üzerine abanarak göğüslerini ve bacaklarını ellediği, mağdurenin fırsatını bulup evin diğer kapısından çıkarak tanık …’nin evine sığındığı anlaşılmış bulunmasına göre, sanığın sübut bulan eylemlerinin TCK.nın 103/1-a. maddesi delaletiyle 103/1, 4 ve 116/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek ve Adli Tıp Kurumu Kanununun 7 ve 23. maddeleri gereği usulüne uygun teşekkül edecek Adil Tıp İhtisas Kurulundan mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin rapor da alınarak, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine göre oluşa uygun düşmeyen gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.