Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/22175 E. 2013/9312 K. 18.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/22175
KARAR NO : 2013/9312
KARAR TARİHİ : 18.09.2013

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanıklar … ile …’in yapılan yargılamaları sonunda; sanık …’ın atılı suçlardan mahkûmiyetine, sanık …’in ise çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.11.2009 gün ve 2009/163 Esas, 2009/316 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Mahkemece sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanık … müdafiin bu suça yönelik temyiz isteminin CMUK.nın 317. maddesi gereğince reddiyle temyiz incelemesinin sanık … hakkında atılı suçlardan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan eylemine uyan TCK.nın 109/1-3f. maddesi gereğince belirlenen 2 yıl hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 109/5. maddesine göre 1/2 oranında artırım yapılırken 3 yıl yerine, 2 yıl 6 ay hapis cezası tayin edilip bu miktar üzerinden TCK.nın 62/1. maddesiyle yapılan 1/6 oranındaki indirim sonucunda 2 yıl 6 ay yerine, 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle cezanın eksik tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Mağdurenin, sanık … ile arkadaşlık yaptığı dönemde rızasıyla kaçıp kendi istekleri ile cinsel ilişkiye girdikleri, akabinde resmi nikahın da yapılıp iki çocuklarının bulunduğu ve evliliğin de halen devam ettiği olayda, kayden 08.10.1992 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşını bitirmeyen mağdurenin zorunlu vekil huzurunda verdiği mahkeme ifadesinde, arkadaş olduğu sanık … ile annesi olan sanık …’e 18 yaşında olduğunu söyleyip rızasıyla
cinsel ilişkiye girdiğini …’ın babasının trafik kazasında ölmesinin ardından dul kalan …’in yanına yerleştikten sonra iki çocuklarının doğduğunu beyanla şikayetçi olmadığını söylemesi, ATK raporlarında da ifade edildiği üzere bazen beslenme ve hormonal gelişim nedeniyle kemik yaşının kayıt yaşından farklı olabildiğinin bilinmesi, mağdurenin dinlenilmesinde de hazır bulunan psikoloğun mağdurenin 17 yaşlarında gösterdiğini ifade etmesi ve sanıkların da mağdurenin yaşının büyük olduğu yönündeki savunmaları karşısında TCK.nın 30. maddesi hükümleri yönünden hata halinin mevcut olup olmadığının tespiti için mağdurenin görünüm olarak 15 yaşından küçük olduğunun anlaşılıp anlaşılamayacağı ve içinde bulundukları sosyal ve kültürel durumları da dikkate alınarak mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmenin mümkün olup olmadığı araştırılarak, mahkemece kendi gözleminin tespit edilip gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılarak tüm verilerle birlikte değerlendirme yapılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.