Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/19249 E. 2011/5866 K. 23.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/19249
KARAR NO : 2011/5866
KARAR TARİHİ : 23.12.2011

Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanıklar …, … ve …’in yapılan yargılamaları sonunda; sanıklar … ve Yılmaz’ın atılı suçtan sanık …’nın ise çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetlerine dair Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 22.03.2011 gün ve 2009/1 Esas, 2011/200 Karar sayılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden re’sen de temyize tâbi hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Sanık …’in yüzüne karşı verilen kararın, müdafiince yasal 1 haftalık süre geçtikten sonra temyiz edildiği anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 317. maddesi uyarınca, sanık … müdafiin süresinden sonra vâki duruşmalı inceleme isteminin ise CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin sanıklar … ve Yılmaz haklarında kurulan hükümlerle sınırlı olarak duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, takdiri indirime yer olmadığına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildiği hüküm fıkralarında “Sanıkların” yerine, “Sanığın” ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilebilmesi mümkün bir yazım yanılgısı olarak kabul edilmiştir.
Aynı zaman ve mekanda önce sanık …’in sonra da sanık …’ın nitelikli cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirdikleri, sanıkların bizzat işledikleri eylemden ayrı olarak diğerinin eylemine de katılmış olmalarından dolayı haklarında bu suçun nitelikli hali olan Türk Ceza Kanununun 103/3. maddesi ile birlikte aynı Kanunun 43/1. maddesinin de uygulanması gerektiği, sanık … yönünden ise, bu eylemi daha önce de gerçekleştirdiğinden, 43. maddeden teşdiden artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Mahkemece 17.02.2011 tarihli celsede beklenilmesinden vazgeçilen Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun raporu temyiz aşamasında intikal etmesi ve bu raporun da mağdure hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 25.12.2009 tarih ve 4862 Karar nolu raporu, keza aynı Kurulun 31.05.2010 tarih ve 1298 Karar nolu raporu ile aynı doğrultuda olması, zekâ geriliği olan olgularda da travma sonrası ruhsal bozuklukların ortaya çıkabileceğinin belirtilmesi, keza mağdurenin TCK.nun 103/1-a maddesi kapsamında çocuklardan olması, CMK.nun 218/2. maddesi gereğince de ancak uygulanacak ceza hükümlerini etkilemesi durumunda, mağdurun yaşıyla ilgili karşılaşılan sorunun çözülebileceğinin bilinmesi karşısında, tebliğnamedeki mağdurenin yaşının araştırılması gerektiği yönündeki mütalaaya ve Adli Tıp Genel Kurulu raporunun beklenmesi konusunda bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle re’sen de temyize tâbi hükümlerin ONANMASINA, 23.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.