Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/173 E. 2011/232 K. 15.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/173
KARAR NO : 2011/232
KARAR TARİHİ : 15.09.2011

Reşit olmayan mağdureyle rızası ile cinsel münasebette bulunma ve rızası ile kaçırıp alıkoyma suçlarından sanık …’nin bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda; atılı suçlardan mahkûmiyetine dair Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 28.02.2007 gün ve 2005/1433 Esas, 2007/236 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mahkemece 5252 sayılı Kanunun 9/3 ve 5271 sayılı CMK.nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozma öncesi 30.06.2004 tarihli celsede yazılı ifadesi alınan mağdurenin sözkonusu olaydan dolayı kimseden şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında sanığa isnat edilen reşit olmayan mağdureyle rızaen cinsel ilişkiye girme eyleminin lehe olan 5237 sayılı TCK.nun 104/1. maddesine uygun olup şikâyet üzerine takip edilen suçlardan bulunması karşısında sanık hakkında bu suçtan dolayı açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi gereğince düşmesine karar verilmesi ve reşit olmayan mağdureyi rızaen alıkoyma eyleminde ise 5237 sayılı TCK.nun 26/2. maddesinin “kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez” hükmü karşısında 17 yaşı içerisindeki mağdureyi rızasıyla alıkoyan sanığın aynı Kanunun 109. maddesi anlamında hukuka aykırı bir davranışından sözedilemeyeceği, rızanın fiili hukuka uygun hale getirdiği nazara alınarak sanığın mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminden beraati yerine her iki suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca tebliğname gibi BOZULMASINA, 15.09.2011 tarihinde oy birliği ile karar verildi.