Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/14008 E. 2013/9057 K. 12.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/14008
KARAR NO : 2013/9057
KARAR TARİHİ : 12.09.2013

Çocuğun basit cinsel istismarı suçlarından sanık …’ın bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda; cinsel taciz suçlarından mahkûmiyetine dair Tarsus 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 17.11.2009 gün ve 2009/291 Esas, 2009/940 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurlar … ve Halime’nin nüfus kayıtları getirtilmeden beyanlarıyla uyuşmayacak şekilde doğum tarihlerinin gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması,
Oluşa uygun kabule göre, sanığın işlediği cinsel taciz suçlarının şikâyete tâbi olup uzlaşma kapsamında kaldığı, 5560 sayılı Kanun ile değişik CMK.nın 253/3. maddesinde cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma yoluna gidilemeyeceği belirtilmekle birlikte, atılı suçun aleyhe düzenleme getiren bu değişiklikten önce gerçekleştiği ve 5237 sayılı TCK.nın 7/2. maddesi dikkate alınarak kovuşturma şartı olan uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, öncelikle CMK.nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma girişiminde bulunulmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanığın, cinsel organını gösterme eylemini, kardeş olan mağdurlar … ve Faruk birarada iken gerçekleştirip gerçekleştirmediği saptanıp sonucuna göre sanık hakkında teselsül hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmeden, sanığın her iki mağdura karşı ayrı ayrı cinsel taciz suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
TCK.nın 53/1 maddesi gereğince uygulama yapılırken aynı maddenin 3. fıkrası gözetilmeksizin 53/1-c madde ve bendinde sayılan velâyet hakkı, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar