Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2011/13403 E. 2013/9839 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/13403
KARAR NO : 2013/9839
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık …’ün yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.04.2009 gün ve 2007/316 Esas, 2009/119 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Nüfus kaydına göre 16.04.1991 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaş içerisinde olup bu yaşı tamamlamayan mağdure ile sanığın anlaşarak sanığın evinde birlikte yaşamaya başladıkları ve birden fazla ilişkiye girdikleri, daha sonra 06.08.2008 tarihinde resmi olarak evlenip çocuk sahibi oldukları ve halen evliliğinde devam ettiği olayda; Adli Tıp Kurumunun uygulamalarına göre, bazen kemik yaşının hormonal gelişimi, beslenme gibi nedenlerle gerçek yaşa göre farklılık gösterebileceğinin bilinmesi karşısında, mağdurenin suç tarihi itibarıyla 15 yaşından büyük gösterip göstermediği sanığın, mağdurenin yaşı konusunda hataya düşmesinin mümkün olup olmadığı mahkemenin dosyadaki tüm verilerle birlikte kendi gözlemini de tespit ederek ve gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle bir değerlendirme yapılmasından sonra TCK.nın 30. maddesi gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de, çocuğun nitelikli cinsel saldırı suçunda kanunda ön görülen cezanın alt sınırı 8 yıldan başladığı gözetilmeden sanık hakkında 7 yıldan başlayarak ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.