Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/498 E. 2019/1801 K. 14.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/498
KARAR NO : 2019/1801
KARAR TARİHİ : 14.02.2019

… vekili avukat … ile … vekili avukat … aralarındaki dava hakkında … 16. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/09/2016 tarih ve 2016/292-2016/500 sayılı hükmün Dairemizin 21/11/2018 tarih ve 2018/4594-2018/109786 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı, maliki bulunduğu binayı Kuzey … Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ve belediye meclis kararına dayanarak davalıya devrettiğini, 906 analiz numaralı kıymet taktir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 18.695,00-TL olarak belirlenmesine rağmen davalının tüm yapı bedelini değil sadece enkaz bedelini ödediğini, oysa tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek 1.7650,90-TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 21.11.2018 tarih ve 2018/4594 E ve 2018/10986 Karar sayılı ilamı ile onanmış, bu kez davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1-Davacının karar düzeltme dilekçesinin incelenmesinde; bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, …/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, … 2011, s.472).
Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Yine HMK.nun 27.maddesinin 2. bendi c bölümünde de, hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır. Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece verilen kararlar iki kez görev bozması geçirmiş, daha sonra yapılan yargılamada “usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmış, yapılan yargılamada mahkememizin görevli olduğu sonucuna varılarak” davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkeme kararında alacak isteminin hangi hukuki nedenlerle reddedildiği hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenlerine göre davacının sair karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 21.11.2018 tarih ve 2018/4594 E ve 2018/10986 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yazılı gerekçeler ile davacı lehine BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.