Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/4493 E. 2019/9102 K. 27.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4493
KARAR NO : 2019/9102
KARAR TARİHİ : 27.09.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava dışı üçüncü şahıstan araç satın almak için davalı bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu ancak kredinin verilmediğini ne var ki banka tarafından sanki kredi verilmiş gibi aleyhine takibe geçilip dava konusu araç haczedilerek yediemin deposuna alındığını, daha sonra kredinin verilmediğini dava yolu ile ispat etmiş ise de bu süre zarfında araçta oluşan değer kaybı ve yediemin depo ücretinin banka tarafından ödenmediğini ileri sürerek, bu zararının şimdilik 5.000,00 TL’nin ve yaşadığı bu haksız uygulama nedeni ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş hali ile kabulü ile 7.000,00 TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2.000,00 TL alacağa 22.03.2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.01.2017 tarih, 2015/12349 E.-2017/162 K. sayılı ilamı ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraf 22.03.2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte maddi tazminat talebi yönünden talep sonucunu 7.000,00 TL’ye yükselttiğini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak maddi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 04.02.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.