Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/386 E. 2019/3916 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/386
KARAR NO : 2019/3916
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 18.02.2001 tarihli “… Evleri Satış Sözleşmesi” ile davalıdan … ilçesi 189 ada 27 parselde yapılacak olan C- 5 Blok, 13. kat, 45 numaralı daireyi satın aldığını, davalı tarafından verilen ilanlarda, satış maketlerinde ve planlarda basketbol sahaları, tenis sahaları, çocuk oyun alanları, büfe, çocuk kulübü, personel yeri, otoparklar, yüzme havuzları, jimnastik salonu, kaffe ve diğer peyzaj ve sosyal alanların etrafı çevrili site içinde gösterildiğini, ancak yapılan araştırma sonucunda da bu sosyal tesislerin kamuya ait arazi içerisinde bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, bu durumun eksik ve ayıplı işler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenle konutunun değer kaybettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL bedel indirimi ve tazminatın teslim tarihinden itibaren işleyecek değişken reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talep miktarını 9.000,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı şirket vekili, davanın reddini dilemiştir.
Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından bahisle davanın reddine dair verilen karar, Dairece, eksik ifa ve 10 yıllık zamanaşımı süresinden bahsedilip, davanın süresinde açıldığı belirlemesi yapılarak, bedel tenziline yönelik talep nedeniyle bilirkişi marifetiyle nispi metoda göre hesaplama yaptırılıp, çıkacak değer farkının hüküm altına alınması gereğine değinilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 4.095,90 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın aşağıdaki bent dışında bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, eksik ifa nedenine dayalı bedel tenzili isteğine ilişkin olup, davanın reddine dair verilen karar, Daire’nin 25.09.2014 tarih 2014/26580 E., 2014/28735 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyulmakla, taraflar lehine usulü kazanılmış hak elde edilmiştir. Bu kapsamda, bozma ilamında işaret edildiği şekilde, nispi metoda göre işlem yapılmak suretiyle hesaplanan bedelin hüküm altına alınması gerekeceği açıktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, keşif tarihindeki piyasa değerleri gözetilerek, konutun, (A) harfiyle gösterilen eksiksiz değerinin 359.298,47 TL, (C) harfiyle gösterilen eksik ifalı değerinin 323.360,52 TL olarak saptandığı, bu değerlerin, 40.959,00 TL olan konutun satış bedeline (B)oranlanmak suretiyle sonuca gidildiği görülmektedir. Bozma ilamında da işaret edildiği üzere, nispit metoda göre, satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu konutun satış tarihi gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Mahkemece, güncel değerler esas alınarak bulunan, konutun eksiksiz değeri ile eksik ifalı değerinin birbirine olan oranı, satış sözleşmesindeki değere yansıtılmak suretiyle, meydana gelen değer azalması tespit edilmiştir. Bu haliyle, bozma gereğinin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmaktadır. Bozmaya uygun nisbi metod yöntemine uygun şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.