Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/3500 E. 2019/12515 K. 12.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3500
KARAR NO : 2019/12515
KARAR TARİHİ : 12.12.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla … 1. Asliye Hukuk Mahkamesi’nce verilen 2015/755 Esas 2016/916 Karar sayılı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/155-2017/166 karar sayılı kararının süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, çoban olarak, yıllık toplam 14.000,00 TL karşılığında günde 24 saat çalıştığını belirterek 2013 yılından geriye doğru 15 yıllık ve 2015 yılının ilk dört ayı için olmak üzere hesap edilecek çalışma ücretinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı 1.000,00 TL’nin ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının dönemsel olarak yanında çalıştığını, ücret almaksızın bu kadar uzun çalışmasının mümkün olamayacağını, yerel adetlere göre fatura veya makbuz kesilmeksizin çalışılan çobanlık mesleğinin bu özelliğini kötüye kullanarak çıkar sağlamaya çalıştığını, davacının hiçbir şekilde alacağı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile; 46.167,94-TL ücret alacağının 1.000.00-TL’sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme, karşı davacı ve davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davacı ve davalının istinaf başvurunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Somut olayda uyuşmazlık konusu hizmet sözleşmesinden doğan ücret alacağına ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde sadece ücret alacağını talep etmişken, ön inceleme duruşmasında ve aynı tarihte verdiği dilekçesinde dava dilekçesindeki talepleri arasında fazla çalışma ücreti de olduğunu açıklamış, ancak dava dilekçesinde aylık ücreti dışında davacının bir talebi yer almamıştır. Ayrıca ön inceleme duruşmasına katılan davalı vekilince iddianın genişletilmesine açıkça muvafakat verilmemiştir. Buna rağmen mahkemece davacının usulüne uygun fazla çalışma talebi varmış gibi bu hususta da hüküm kurulması taleple bağlılık ilkesine aykırı olmuştur. 6100 sayılı HMK’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Davacının ücret alacağının bulunup bulunmadığı, taraflarca dosyaya sunulan deliller kapsamında, değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, davacının usulüne uygun fazla mesai ücreti talebi olmadığı halde bu hususta da hüküm kurulması taleple bağlılık ilkesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesi’nde; “(1) Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur. (2) Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş  olup da  başlangıç tarihi  itibarıyla  bu süre dolmuşsa, hak sahipleri  Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden daha uzun olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu düzenleme gereği dava konusu uyuşmazlığa 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır ve TBK’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri de şu şekildedir;
146. madde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”
147. madde “Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
1.Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
2.Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
3.Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
4.Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
5.Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
6.Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.”
Tüm bu yasal düzenlemeler çerçevesinde dava konusu ücret alacağının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davalı tarafın ileri sürdüğü zamanaaşımı def’ine karşı mahkemenin on yıllık zamanaşımı süresi uygulaması hatalı olmuştur. Yapılacak olan davacının ücret alacağının bulunduğunun tespiti halinde dava tarihinden geriye dönük beş yıllık ücret alacağının hesaplanarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/755 Esas, 2016/916 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 29,20 TL. harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 788,50 TL. harcın davalıya iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.