Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/2960 E. 2019/7079 K. 11.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2960
KARAR NO : 2019/7079
KARAR TARİHİ : 11.06.2019

.. vekili avkuat … ile 1- …, vekili avukat … 2-…, 3-…, 4… Mob. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili avukat … … aralarındaki dava hakkında … 9. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/11/2014 tarih ve 2013/402-2014/498 sayılı hükmün Dairemizin 02/02/2017 tarih ve 2015/13389-20171217 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, avukat olduğunu, davalılardan …’ın, diğer davalılardan olan 565.057,01 TL alacağının tahsili için … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/11872 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile ve … 16. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12978 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takipleri başlattığını, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan bu iki takipte alacağın tahsili için gerekli haciz, kıymet takdiri vs işlemler ve yazışmaların yapıldığını, bu takiplerden asıl alacağı düşük olan 565.057,01 TL bedelli dosyadan asgari tarifeye göre yapılan hesaplamada 32.172,28 TL akdi, 32.172,28 TL karşı taraf olmak üzere toplam 64.344,60 TL vekalet ücreti alacağı doğduğunu, Avukatlık Kanunu 165.madde gereği her iki tarafın vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduğunu, kambiyo takibine karşı borçlular tarafından icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonucunda mahkemece vadesi gelmeyen senetler yönünden takibin iptaline karar verildiğini, vadesi gelen iki senet bakımından icra takibine devam ettiğini, borçluların taşınmazlarının kıymet takdirini yaptırdığını, açılan kıymet takdirine itirazı davasının red ile sonuçlandığını, ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe karşı açılan takibin mükerrer olduğuna dair davanın da red ile sonuçlandığını, bu iki dava dolayısıyla ayrı ayrı 440,00 TL olmak üzere 880,00 TL vekalet ücretine hak kazandığını, vekillik görevini usul ve yasaya uygun bir biçimde yerine getirdiğini, davalıların kendi aralarında sulh olarak bir protokol hazırlamasını istediklerini, hazırlanan protokolde karşılıklı olarak takip ve davalardan vazgeçileceğinin, bunun karşılığında toplam bedeli 240.000,00 TL olan iki adet taşınmazın alacaklı …’a devredileceğinin ve bakiye 135.000 Euro’nun taksitle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sonrasında davalı … ile diğer davalıların kendisini saf dışı bırakarak aralarında anlaştıklarını ve davalı …’ın takip ve takip nedeniyle açılan davalardan asil olarak vazgeçtiğini ancak vekalet ücretinin ödenmediğini, 565.057,01 TL alacağın tahsili için başlattığı takip ve yukarıda sözünü ettiği davalar dolayısıyla toplam 65.224,60 TL vekalet ücreti alacağı doğduğunu, vekalet ücretinin ödenmesi talebi ile göndermiş olduğu ihtarnameye olumlu cevap alamaması üzerine davalılar hakkında başlatmış olduğu takibin davalıların haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalıların … 7. İcra Müdürlüğünün 2013/3361 Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazlarının 1.636,72 TL yönünden iptali ile takibin bu miktara ihtar tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizleri ile birlikte tahsiline imkan verecek tarzda devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hükmün davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 02.02.2017 tarih ve 2015/13389 Esas, 2017/1217 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı taraf bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacının HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2-Dava, davacı avukatın müvekkili … ve karşı taraf olan diğer davalıların sulh olmaları nedeniyle hak kazandığı akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/6 esas, 2018/9 karar ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararında; ”Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde düzenlenen ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan ‘sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde’ karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödemesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dahil değildir.” hususu belirtilmiş olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile içtihadı birleştirme kararlarının derdest davalara uygulanması gerektiği gösterilmiştir. Hal böyle olunca, Dairemizin 02.02.2017 tarih ve 2015/13389 Esas 2017/1217 Karar sayılı bozma kararından sonra verilen, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 05.10.2018 gün ve 2017/6 esas, 2018/9 karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca, davacı avukatın müvekkili olmayan ancak başlatılan icra takip dosyasında karşı yan konumunda bulunan davalılar …, … ve … Dekorasyon Yapı Malz. Boy. İnş. Taah. Mob. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin, davacı avukata ödenecek akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Açıklanan şekilde hükmün bu nedenle de bozulması gerektiğinden, Dairemizin 02.02.2017 tarih ve 2015/13389 Esas 2017/1217 Karar sayılı bozma ilamının 2.bendinde belirtilen ”..Avukatlık Yasasının 165.maddesinde ise, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” şeklinde düzenleme mevcut olup, dava sulh ile sonuçlandığında, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı) Müteselsil sorumluluk gereğince aynı sorumluluk, müvekkille sulh olan karşı taraf için de geçerlidir. Avukatla müvekkili arasında ücret sözleşmesi bulunmaması (veya sözleşmenin geçersiz olması) halinde ise, müvekkilin ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın, sulh olunan miktar üzerinden, Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken vekalet ücretinden) ve Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde düzenlenen (müvekkilin avukata ödemesi gereken) vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir… ” kısımlarının bozma ilamından çıkartılarak, çıkartılan kısım yerine İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yukarıda anlatımı yapılan hususların yazılmasına ve hükmün bozma ilamında belirtilen diğer hususlar yanında yukarda açıklanan değişik nedenlerle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme taleplerinin reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 02.02.2017 tarih ve 2015/13389 Esas 2017/1217 Karar sayılı bozma kararının 2.bendinde belirtilen hususların yukarıda 2.bentte açıklanan şekilde bozmaya eklenmesi suretiyle kararın BOZULMASINA, peşin alının 65,40 TL. harcın davacıya iadesine, 11/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.