Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/2436 E. 2019/8546 K. 19.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2436
KARAR NO : 2019/8546
KARAR TARİHİ : 19.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı …’in akdedilen 08.07.2012 tarihli personel sözleşmesi uyarınca … Bayraklı … adlı gemide usta gemici olarak 1.650.00-USD aylık maaş ile çalışmaya başladığını, geminin yüklü olarak 17.10.2012 günü saat 13:00’de … limanına demirlediğini, 22.10.2012 tarihinde yük tahliye hazırlıkları yapılırken, davalının da aralarında bulunduğu usta gemicilerden 4 adet personelin tahliye hazırlığına çıkmayarak iş yavaşlatma ve aksatma eğiliminde bulunduklarının anlaşıldığını, bunun akabinde usta gemicilerden birinin kendisine hakaret edildiğini iddia ederek iş bıraktığını, ardından davalının da aralarında bulunduğu 6 personelin de kendisine katılmasıyla toplam 7 kişinin işi bıraktıklarını, şirketin yaşanan olayların son bulması, gemideki emniyetsiz ve tehlikeli durumun ortadan kaldırılması, yük operasyonlarının engellenmemesi, itibar ve para kaybının önüne geçilebilmesi adına, böyle bir borcu olmamasına rağmen davalının hesabına 7.040,00-USD tutarında bir ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu sayede geminin Isabel limanındaki operasyonlarını tamamlayarak sorunsuz bir şekilde sefere çıkmasının sağlandığını, kötü niyetli ve hukuka aykırı davranışları ve tehditleri neticesinde davalıya haksız olarak ödenen 7.040,00-USD’nin sebepsiz zenginleşme nedeniyle, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
Davalı, Filipinler seferini yaptığı esnada gemi kaptanı tarafından bütün personelin karaya çıkma izinlerinin hiçbir sebep ve gerekçe belirtilmeksizin iptal edildiğini, kaptan ve 2. kaptanın kendisine ve diğer personele ağır hakaretlerde bulunduğunu, ırkçı yaklaşımlarda bulunarak Türklüğe hakaret ettiğini, bütün bunlara rağmen şirketi zor durumda bırakmamak adına Singapur seferini, görevlerini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirerek tamamladıklarını, davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 5.440,00-USD (dava tarihindeki TL karşılığı 9.900,25-TL)’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile, davalıyla yaptıkları belirli süreli hizmet sözleşmesi gereği; … Bayraklı … adlı gemide davalının usta gemici olarak çalışmaya başladığını, ancak davalının ve bir kısım personelin yük boşaltacakları limana geldikleri sırada çıkardığı sorunlar üzerine istifa etmeleri ve kendisini tehdit etmeleri nedeniyle seferin riske girmemesi için davalıya 7.040,00-USD ödeme yapmak zorunda kaldıklarını iddia ederek bu paranın davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı da bu ödemenin sözleşmeden kaynaklanan maaş ve diğer alacakları olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Söz konusu ödemenin davalının istifasından bir gün sonra maaş ödemesi açıklamasıyla yapıldığı, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunması ve davalının 2,5 ay süre ile davacıya ait gemide çalışmış olması karşısında, ödenen bu paranın davalının verdiği hizmetin karşılığı olduğunu kabul etmek gerektiği, her ne kadar hizmet sözleşmesinde belirlenen aylık ücrete ( 1.650,00 USD ) göre fazla ödeme yapılmış gibi görünmekte ise de, ödeme belgesindeki maaş ödemesi açıklaması yanında her hangi bir ihtirazı kayıt bulunmadığı ve ödemenin verilen hizmet karşılığı olduğunun aksini, davacının ispat edemediği, TBK nun 78. Maddesine göre ise, borç olmayan şeyi rızası ile ödeyen kimse ancak yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebileceği, Nitekim HGK.’nun 05.12.1984 tarih, 1982/13; 387 E .- 1984/997 K.sayılı kararında ancak, herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin, BK.’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceği kabul edilmiş bulunduğundan, olayda TBK’nun 78. maddesinin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu yönüyle bozulmasını gerektirir.
2-Kabule göre; mahkemece, hükmün infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde tesisi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu nedenle, hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
TBK’nın 99/3 (BK’nın 83/3) maddesi gereğince; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; mahkemece, “5.440,00-USD (dava tarihindeki TL karşılığı 9.900,25-TL)’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilerek dava konusu alacağa hangi kurun uygulanacağı hususunda infazda tereddüt yaratılmıştır. Mahkemece davacının talebi doğrultusunda, hüküm sadece yabancı para cinsinden kurularak, Türk Lirası karşılığı belirtilmemesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, sadece tenkitle yetinilmiş, bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.