Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2019/1059 E. 2019/2985 K. 06.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1059
KARAR NO : 2019/2985
KARAR TARİHİ : 06.03.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı müteahhidin inşa ettiği … İli … İlçesi … Mahallesi 15217 ada, 4 parselde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa edilen konutlardan A Blok 7.Kat 31 nolu konutu dava dışı … Çikolata San. Tic. A.Ş.’den 350.000,00 TL bedelle satın aldığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşme eki teknik şartnamenin 9. maddesi gereğince dubleks daireler ve 4+1 daireler için 2 araçlık kapalı otopark alanı tahsis edileceğinin düzenlendiğini, buna rağmen davalı şirketin bunu yerine getirmediğinden dolayı ayıplı hizmette bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 17.500,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiş, 17.3.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 24.111,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 17.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan satın aldıkları dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle değer kaybının kendisine ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da,gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HDT.26.12.1997, Esas, 1997/7580; Karar 1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile,ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda bu hususlar gözetilmeksizin, sözleşmedeki satış bedeli üzerinden %5 değer kaybına hükmedilmiştir.
Oysa, yukarıda açıklandığı gibi dava konusu dairenin satın alındığı tarih gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde, mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da taraflar arasında gerçek satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli, davacı talebi ile tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.