Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/844 E. 2019/3283 K. 13.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/844
KARAR NO : 2019/3283
KARAR TARİHİ : 13.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı … ile Profesyonel Futbolcu sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 2010-2011 sezonu için hakettiği 97.858,00 maç başı ücretinin ödenmemesi üzerine yapılan ihtara dayalı olarak 24.06.2011 tarihinde sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, fesih sonrası 20.07.2011 tarihli dava dışı … Spor kulübü ile 2011-2012 sezonuna ilişkin yeni bir sözleşme yaptığını, 2011-2012 sezonuna ilişkin olarak feshedilen sözleşmeden dolayı 100.000,00 TL peşinat ve 140.000,00 TL maç başı ücreti yerine yeni sözleşmede peşinat kararlaştırılmadığından 100.000,00 TL peşinat zararı ile yeni sözleşmedeki 68.000,00 TL maç başı ücreti arasındaki fark olan 72.000,00 TL maç başı ücret zararının oluştuğunu ileri sürerek; sözleşmenın haklı nedenle fesh edildiğinin tespiti ile, fesih nedeniyle oluşan zararı karşılığı şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, 2010-2011 sezonu alacağından ödenmeyen 56.198,00 TL maç başı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile yapılan sözleşmede kararlaştırılan ücretlerin net olmadığını, davacının brüt 97.585,00 TL, net ise 82.947,00 TL maç başı olacağının olduğunu,yapılan 37.000,00 TL ödemenin mahsubu ile bakiye davacıya 45.947,00 TL borçlarının kaldığını, davacıya 2011-2012 sezonuna ilişkin 52.000,00 TL peşinat ödemesi yapılmakla fesih zararı talep edemeyeceğini, ayrıca davacıya 4.000,00 TL para cezası verilmiş olmakla davacı alacağından bu miktarın mahsubu gerektiğini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulü ile 78.180,22 TL fesih tazminatının ve 55.974,00 TL maçbaşı ücret alacağının tahsiline dair verilen karar, Dairece, feshin haklı nedene dayandığı belirlemesi yapılıp, sadece, 78.180,22 TL fesih tazminatının içerisinde hesaplamaya dahil edilen maçbaşı ücret farkı yönünden kabul kararı verilemeyeceği ve ıslah edilen miktara da, bu tarih esas alınarak faiz yürütülmesi gerektiği hususlarına değinerek bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı kulüp vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; açıklanan yasal düzenleme ve İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilmeyerek, mahkemece tefhim edilen kısa kararda “Davacının maç başı ücret alacağı talebinin şartları oluşmadığından reddine” denildiği, gerekçeli kararın gerekçe kısmında maç başı fark alacağı yönünden red kararı verildiği hususuna değinildiği, hüküm kısmında ise “maç başı ücret fark alacağı talebinin (40.182,22 TL) şartları oluşmadığından reddine” hükmedildiği, böylece kısa karar ile gerekçeli karar, hükümle de gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.