Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/78 E. 2018/9898 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/78
KARAR NO : 2018/9898
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı avukat, davalı … ile imzalanan avukatlık sözleşmesi ve noter vekaletnamesi gereğince … Asliye Hukuk mahkemesinin 2005/66 esas sayılı dosyasını vekil olarak takip ettiğini ve vekillik görevini ifa etmesine rağmen davalı belediyenin vekalet ücretini ödemeyerek kendisini haksız azlettiğini, vekalet ücreti alacağı için … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL üzerinden dava açtığını ve toplam 17.901,35 TL alacağının olduğunun tespit edilerek 500,00 TL’ye hükmedildiğini ileri sürerek, geri kalan 17.401,35 TL ‘nin faiziyle bilikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak davacı avukat ile davalı … arasındaki sözleşmenin geçerli bir sözleşme olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı avukat ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin … ve…Bakanlığına gönderilmesi gerekirken gönderilmediği, Ocak ayı içerisinde belediye meclisinden o yıla ilişkin ücretin belirlenmesine ilişkin kararın alınmadığı ve sözleşmenin yenilenmediği,bu durumda davacının … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/66 esas sayılı dosyasını temyiz ettiği aşamada geçerli bir sözleşmesinin bulunmadığı, ayrıca davacının belediyenin avukatlık işini üstlenen bir avukat olarak hangi mevzuata tabi olduğunu bilerek takip etmesi gereken bir kişi olduğu, bu durumda da davalı belediyenin kanun ve genelge hükümlerine uygun hareket etmesini sağlayarak ücretine ilişkin belediye meclisinden karar istemesi, genelge hükümlerine uygun sözleşme hazırlanmasını sağlaması ve … ve…Bakanlığına sözleşme örneğinin gönderilmesini sağlaması veya en azından davalı belediyeyi bu yönde faaliyette bulunmak için zorlaması gerekirken bu yönde herhangi bir çalışmasının olmadığı ve temyiz aşamasında dilekçe vererek dosyanın temyize gönderilmesini sağladığı bu durumda davalı belediyenin de mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini farketmesi üzerine sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin feshinde her ne kadar ortada geçerli ve yürürlükte olan bir sözleşme olmasa dahi vekalet akdinin geçerli olması nedeniyle vekaletin feshinde davacı avukatın kusurlu olduğu, feshin yerine gelmemesi için davalı belediyenin kanunen yapması gerekenleri yapmaya zorlamadığı, vekaletten azilde avukatın kusurlu ve ihmalli bulunduğu , bu nedenle de davacının vekalet ücretine hak kazanmadığı gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiştir. … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/87 e. Ve 2013/532 k. s.lı dosyası incelendiğinde, davacı avukatın davalı belediyeye karşı aynı dosyaya ilişkin olarak açmış olduğu vekalet ücreti alacağına ilişkin davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL talepte bulunduğu, mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, taraflar arasında imzalanan avukatlık sözleşmesinin geçerli olduğunun, davanın sonuçlandığı tarih nazara alındığında avukatlık ücretinin 17.901,35 TL olacağının ancak davacının çok kısa bir dönem vekillik görevini yerine getirdiği nazara alınarak sarf edilen emek ve mesai karşılığında avukatlık ücretinin talebe uygun olarak 500,00 TL olabileceğinin bildirildiği ve azlin haklı olduğu hususunun ispat yükümlülüğü azleden tarafa ait olduğu, davacı tarafın talebine konu yapmış olduğu ödemelerin, davalı tarafça yapıldığı hukuk önünde ispatlanamadığı gerekçesi ile davacı tarafın talebinin 500,00 TL olarak kabulüne, dava tarihi olan 11/02/2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, ekli kesinleşme şerhinden kararın 26.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki ek dava niteliğindeki davada mahkemece, gerekçesinde vekaletten azilde avukatın kusurlu ve ihmalli bulunduğu belirtilmiş, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/87 e. Ve 2013/532 k. s.lı dosyasının asıl davanın gerekçesinde ise azlin haklı olduğunun ispat yükününün azleden tarafa ait olduğu, davacı tarafın talebine konu yapmış olduğu ödemelerin, davalı tarafça yapıldığı hukuk önünde ispatlanamadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bilirkişi raporu ile tespit edilen 17.901,35 TL’nin talep gibi 500,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş olup asıl ve ek dava dosyalarının gerekçelerinin birbiri ile çeliştiği anlaşılmaktadır. … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/87 Esas ve 2013/532 Karar sayılı dosyasındaki karar güçlü delil niteliğindedir. O halde, mahkemece, bu husus değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.