Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/6781 E. 2019/6024 K. 10.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6781
KARAR NO : 2019/6024
KARAR TARİHİ : 10.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki blokenin iptali/alacak davası ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun reddine dair … ilgili dairesince verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı bankadan aldığı … maaşına kredi kartı borcu nedeniyle bloke konulduğunu, 2008 yılında kullandığı krediye ilişkin verilen temliknamenin haksız şart içerdiğini, davalı bankanın yaptığı işlemin haksız olduğunu ileri sürerek; blokenin iptali ile banka tarafından kendisine ödenmeyen maaşının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, davacı tarafın serbest iradesi ile 25.12.2008 tarihinde vermiş olduğu temlikname ile hapis ve rehin hakkı tanıyıp hesaptan tahsilat yetkisi tanıdığını savunurak; davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf talebi … 13.Hukuk Dairesince “Taraflar arasında kredi kullanımına ilişkin sözleşmelerin 6 ve 12. maddesinde, davacının kullandığı kredilerin geri ödemelerinin davacının banka nezdindeki hesaptan karşılanması kabul edilmiş olup, sözleşmenin 11.maddesinde ise bankanın rehin, hapis ve mahsup hakkı olduğu kararlaştırılmış, davacı, bankaya verdiği taahhütnamede de bankada bulunan hesaba gönderilmiş tüm hak ve alacakları, bankadan kullandığı kredilere karşılık rehnettiğini kabul etmiştir. 4721 Sayılı TMK’nun 2.maddesinde herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı hüküm altına alınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, davacının maaaşına herhangi bir bloke konulmayıp, davacının sözleşme ile kabul edip, taahütname ile de teyit etmesi üzerine … maaşından kesintiler yapılmıştır. Bu itibarla sözleşmenin bu hükümlerinin haksız şart kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, davacı 2008 yılında kullandığı krediden dolayı uzunca bir süre itiraz etmeksizin ödemelerde de bulunmuştur. Öte yandan davacı kullandığı kredilere karşılık davalı bankaya başkaca herhangi bir teminat da göstermiş olmayıp, bu husus davalı bankanın alacağını tahsil edememe riskini doğurur. Bu ise davalı banka açısından kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi yukarıda açıklanan dürüstlük kurallarına da aykırıdır.” gerekçesi ile reddedilmiş, davacı vekili bu sefer temyiz talebinde bulunmuştur.
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 8,50 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 10/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.