Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5738 E. 2018/11118 K. 23.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5738
KARAR NO : 2018/11118
KARAR TARİHİ : 23.11.2018

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itiraz iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, davalının müvekkil sağlık kuruluşunda diş tedavisi gördüğünü, 02.06.2010 tarihli fatura ile 1.740,17 TL ücret çıkartıldığını, davalının bu ücretin sadece 500,00 TL lik kısmını ödediğini, ödenmeyen 1.240,17 TL’nin tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali istekli davada 1 yıllık hakdüşürücü süre tamamlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanun’un (İİK.) 67/1 maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre sukutu hak süresidir. Ne var ki, bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süre olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Davacının yaptığı icra takibine itiraz edildiğini öğrenmesi de itirazın içeriğini tam olarak öğrendiğini göstermez. Bu nedenle 1 yıllık bu süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.
Somut olayda, davalı-borçlunun itirazı, davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü süre başlamamıştır. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinin, açıklanan bu nedenle kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile, … 12. Tüketici Mahkemesi’nin 06.04.2017 tarih 2016/920 E., 2017/138 K. sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 23/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.