Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5663 E. 2019/6187 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5663
KARAR NO : 2019/6187
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı avukat, davalılar tarafından 13.6.2008 tarihinde verilen vekalet uyarınca bir kısım davayı yaklaşık 2 yıl süreyle takip ettiğini, ancak 11.2.2010 tarihinde haksız olarak azledildiğini, 3.000,00TL parça parça ödendiğini, … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/97 E sayılı dosyasında bilirkişi raporuyla belirlenen ecri misil bedelinden tarifeye göre hesaplanan bakiye vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalıların … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/7572 Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 4.554,48 TL yönünden iptaline, bu tutarın icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı avukat, davalılar tarafından haksız yere azledildiğini ileri sürerek ödenmeyen vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece; azlin haklı nedene dayandığı hususunun ispatlanamadığı, davalıların baroya yaptıkları şikayet sonucu yapılan incelemede davacı avukatın herhangi bir kusurunun ispatlanamadığı kabul edilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık azlin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalılar, davacıya 15.000,00TL dava masrafı ve avukatlık ücreti olarak ödeme yaptıklarını, kendilerinden haksız surette mükerrer olarak bilirkişi ücreti alındığını, davacının avukatlık görevini gereği gibi yerine getirmediğini, davacının bir kaç duruşmaya girmediğini, bu durumu öğrendiklerinde davacının yalanladığını, kendilerinin talep etmesine rağmen davacının şahit dinletmediğini, lüzumsuz yere dava dosyalarının birleşmesine yol açtığını, davacı avukatın karşı tarafı ile yakın ilişkide olduğunu, yanlış yapılan ecrimisil hesaplamalarına itiraz etmeyerek karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmolunmasına yol açarak kendilerinin mağdur olmasına neden olduğu gibi nedenlerle davacıyı azlettiklerini belirtilmişlerdir. Mahkemece, her ne kadar azlin haklı olup olmadığı değerlendirilmiş ise de, bu değerlendirme sadece baroya yapılan şikayette davacının kusuruna rastlanılmadığı tespitine ilişkindir. Somut olayda, davalıların bildirdiği tüm azil sebepleri üzerinde durularak gerekirse bilirkişi raporu da alınmak suretiyle azlin haklı olup olmadığı değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.