Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5260 E. 2018/11701 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5260
KARAR NO : 2018/11701
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalı …’in kendi adına asaleten diğer davalılara velayeten 816 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini … 2. Noterliği’nin 26.6.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satmayı vaat ettiğini, ancak 24.5.2002 tarihinde aynı yeri dava dışı 3. bir şahsa satarak devrettiklerini ileri sürerek; taşınmazdaki hisselerin değeri tespit edilerek şimdilik 20.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 24.4.2008 tarihli dilekçesi ile talebini 24.861,00TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 24.861,00TL alacağın 20.000,00TL’lik kısmının 09.05.2006 tarihinden itibaren, kalan 4.861,00TL’nin ise ıslah tarihi olan 24.04.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … İşlek tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın ifasının imkansızlaşması nedeniyle rayiç değerinin tarafına ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçe gösterilerek davacının ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesabı yapılarak hüküm tesis edilmiştir. Davacının ödediği bedel ise dinlenen tanık beyanları esas alınarak belirlenmiştir. Ancak taraflar arasında imzalanan 26.6.2001 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde davaya konu taşınmazın 356/939 hissesinin tamamını 200.000.000 eski Türk Lirası bedelle ile davacıya satmayı vaat ettiği anlaşılmakta olup, tanık beyanları gözetilerek ödenen bedelin tespiti yerinde değildir. O halde mahkemece gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde yazılı bedelin güncellenmiş değeri tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı … İşlek yararına BOZULMASINA, peşin alınan 425,00 TL harcın davalılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.