Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5229 E. 2018/9301 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5229
KARAR NO : 2018/9301
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :….. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı tarafından üretilen düdüklü tencerenin 08.11.2011 tarihinde yemek pişirildiği sırada patladığını ve o sırada mutfakta bulunan küçük kızları…’nun yüzünde, kolunda ve boynunda 2. derece yanıklar meydana geldiğini, Savcılık soruşturmasında alınan bilirkişi raporu ile tencerenin 1. ve 2. buhar siboplarının devreye girmemesi nedeni ile patladığı ve bu siboplardan garanti belgesi ile kullanma klavuzunda bahsedilmediğinin sabit olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile baba…..ve anne …. için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat ile 1.500,00 TL maddi tazminatın,….. için 15.000,00 TL manevi ve 2.000,00 TL maddi tazminatın, abla ….. için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı, söz konusu olayın, düdüklü tencerenin kapağının imalat hatasından kaynaklandığını, bu kapakların üretiminin kendilerince yapılmayıp satın alındığını, dolayısıyla oluşan kazada kusurları bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacılarbbbbb’nun maddi tazminat talepleri kabul edilerek, 1.500,00’er TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kazazede….. için istenilen maddi tazminat talebinin reddine, davacılar….. için manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 1.000,00’er TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ….için 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı Dilek’e velayeten anne ve babasına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … için 500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı …’e velayeten anne ve babasına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 01/10/2015 tarih ve 2014/32179 E.- 2015/28176 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına kararı verilmiş; mahkemece, bozmaya uyulmayarak önceki kararda direnilmesine karar verilmiş olup, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Her ne kadar Dairemizce 01/10/2015 tarih ve 2014/32179 E.- 2015/28176 K. sayılı karar ile yerel mahkemenin önceki tarihli hükmünün bozulmasına karar verilmiş ise de; yeniden yapılan incelemede bozma ilamına karşı mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte yeniden inceleme neticesinde aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacılar, davalının ürettiği düdüklü tencerenin evlerinde yemek pişirildiği sırada patlaması neticesinde küçük…’nun yaralanması nedeni ile uğradıkları zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmışlardır. Davalı, davanın reddini dilemiş, Mahkemece, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kural olarak hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin takdirindedir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkını Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır. Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, iştigal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek, takdir hakkını etkileyebilecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir.
Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu para bir ceza olmadığı gibi hükmedilecek manevi tazminatla bu malvarlığı zararlarının karşılanması da amaçlandığından tazminat miktarının onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, takdir edilecek miktar elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı tarafından üretilen düdüklü tencerenin patlaması sonucu, davacı küçük…’nun yaralandığı ve bu yaralanması neticesinde boyun sağ tarafta, omuz sol tarafta, göğüs ön duvarında ve ön kolda kalıcı izler kaldığı nazara alındığında, takdir edilen manevi tazminat miktarlarının, meydana gelen zararın ağırlığı karşısında, manevi huzuru gerçekleştirmeye yeterli bulunmadığı, takdir edilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacılar, küçük…’nun yaralanması nedeni ile ileride iş hayatında zorluklarla karşılaşacağı, normal şartlarda elde edeceği gelir ya da işe kavuşmak için normal insanlardan daha çok çalışmak ve mücadele etmek zorunda kalacağı gerekçesi ile bu mücadelesinin karşılığı olmak üzere tazminata karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda küçük…’nun yaralanması nedeni ile sürekli iş görmezliğine yol açacak kalıcı bir sakatlığının olmadığı ve bu nedenle ömür boyu uğrayacağı maddi bir zararının bulunmaması nedeni ile davacı…’nun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacıların maddi tazminat istemine gerekçe gösterdikleri hususların Mahkemece değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, davacı…’nun yaralanması nedeni ile davacıların ileri sürdüğü şekilde maddi bir zararının olup olmayacağı hususunun, gerekli görülmesi halinde uzman bilirkişi raporu da alınmak sureti ile değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 358,17 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 120,00 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.