Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5227 E. 2019/12604 K. 16.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5227
KARAR NO : 2019/12604
KARAR TARİHİ : 16.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar …Vakfı … Hastanesi ve … avukatınca duruşmalı, davacılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı … Vakfı … Hastanesi vekili avukat …, diğer davalı … vekili avukat…, diğer davalılar … ve diğerleri vekili avukat … ile temyiz eden davacılar vekili avukat …’ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar kendi adlarına asaleten, …’ye velayeten açtıkları davada; davalı … Vakfı … Hastanesi Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezine başvuruları sonucunda, davacı …’nin mikroenjeksiyon yöntemi ile hamile kalmasının sağlandığını, …’nin anne karnındaki gelişiminin izlenmesi amacı ile düzenli kontrollerinin ve işlemlerinin yapıldığını, 04.10.1999 tarihinde davalı Dr. … tarafından sezeryan ile doğumunun gerçekleştiğini,…’nin doğumunu müteakip ilk muayenelerinin davalı hastanede görevli doktor davalı … tarafından, ilk muayenelerini takip eden diğer muayenelerinin düzenli olarak ve değişik periyotlarda davalı Dr….’nin özel muayenehanesinde yapıldığını, davacı küçüğün henüz 6 aylık iken otururken bir tarafa yıkıldığının ve daha sonraki zamanlarda da hala emekleyememesinin aynı doktora anlatıldığını, 12 aylık olduğunda, aşısı için davalı hastaneye gidildiğinde, …’nin bir takım şikayetleri sebebiyle başka bir doktora yönlendirilmelerini istediklerinde dava dışı doktorlarca tespit edilen bu problemin anne karnında özellikle 6. ayında çekilen renkli ultrasonun davalı doktor … tarafından incelenmesinde görülecek bir problem olduğunu, gerekli özenin gerek doğum öncesinde gerekse doğum sırasında ve gerekse doğum sonrasında hem tanı, hem teşhis ve hem de tedavide gösterilmediğini, davacı küçüğün …… Engelliler İlkokulu’nun “çok engelliler ana sınıfı’na gittiğini, davalıların özensiz ve kusurlu davrandıklarını, gerekli özeni göstermeyen davalı doktorların tüm kusurlu davranışlarından ve ihmalinden dolayı kusursuz sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her nev’i dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, dava dilekçesinde belirtilen şekilde Toplam 303.000.000.000-TL maddi ve manevi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren işlemeye başlayacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanını reddini dilemişlerdir.
Dairemizin 03.07.2014 tarihli bozmasına, uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda;
Davacı tarafın davalı hastane ve davalı …’a yönelik maddi tazminat isteminin taleple bağlı mahkemece fazla hakları saklı kalınarak kabulü ile, her bir davacı için 1.000,00’er TL’den 3.000,00 TL maddi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, davacı … için 100.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı tarafın davalı … ve Alp’e yönelik davasının adı geçenlere kusur atfedilmediğinden reddine karar verilmiş; hüküm; davacılar vekili ve davalılar … Vakfı … Hastanesi ile … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacıların temyizi yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı hastane ve davalı …’nin temyizi yönünden; davanın temeli, doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak
hâkimin doğrudan görevidir. (1086 sayılı HUMK. 76.md., 6100 sayılı HMK. 33.md.) Dava, davalı özel hastane ve doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. 386, 390. md.). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. (BK.390/11) Vekil, özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1) O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafifte olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve orada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini gözönünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı en emin yolu tercih etmelidir. Gerçekte de mesleki bir iş gören; doktor olan vekilden, ona güvenen müvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır. Titizlik ve özen göstermeyen bir vekil, BK. 394/1 uyarınca vekâleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Somut olayda yargılama sırasında, gerek dairemizin bozma ilamının öncesinde gerekse bozma ilamından sonra dosyaya kazandırılmış olan raporlarda; davacı küçükte meydana gelen korpus kallosum harabiyetinin doğum öncesinde tespit edilemeyebileceği ve gebelik sırasında mı ya da sonrasında mı olduğu hususunun açık olmadığı, doğum sonrası sürece ilişkin olarak, çocuk doktoru olan davalı … yönünden, 1 yaşına kadar davacı küçüğün klinik takiplerinin yapıldığı, 6. aydan itibaren bebekte patolojik nörolojik bulgular ortaya çıkmış olsa dahi, hastadaki tablo gözönüne alındığında erken tanı konmuş olsa bile bu hastalığın tedavisinin bulunmadığı, davalı çocuk doktorunun özensizliği bulunmakla birlikte geç teşhis konulması ile oluşan zarar arasında illiyet bağının kurulmadığı, mevcut gecikmenin anlamlı derecede olmadığı ve mevcut duruma etkisinin olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece, davalı hastane ve çocuk doktoru olan diğer davalı … yönünden maddi tazminat yönünden kabulüne ve manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; tazminata hükmedilebilmesi için yalnız eylem ile ortaya çıkan sonuç arasında illiyet bağı bulunması yeterli olmayıp, bunun yanında diğer şartların da bulunması gerekmektedir. Buna göre gerek maddi gerekse manevi tazminata hükmedilebilmesi için ortada hukuka aykırı bir eylem, bir zarar, bu zarar ile eylem arasında illiyet bağı ve kusur bulunmalıdır. Mahkemece, gerek maddi gerekse manevi tazminat talepleri yönünden kusurlu eylem ile davacı küçüğün rahatsızlığı arasında illiyet bağı kurulamayacağı, davacı küçükteki bu durumun erken ya da geç teşhis edilmesinin sonuca etki etmeyeceği de gözönüne alındığında; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün temyiz eden davalılar …Vakfı … Hastanesi ile … yararına BOZULMASINA, 3. bente açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalı … Vakfı … Hastanesi ve davalı …’ye ödenmesine, 3.461,65 TL peşin alınan harcın davalı …’ye 3.461,65 TL harcın davalı … Vakfı … Hastanesi’ne iadesine, 8,50 TL kalan harcın davacılardan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.