Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5136 E. 2019/6210 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5136
KARAR NO : 2019/6210
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, 07.07.2010 tarihinde 52 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki payının 6/10’luk kısmını davalıya satarak tapu devrini gerçekleştirdiğini, satış işlemi sırasında bir bedel ödenmediğini, bilahare taşınmazdan pay satın alan diğer aile bireylerinin katılımı da sağlanarak aralarında yaptıkları 04.12.2010 tarihli sözleşme ile taşınmaza inşaat yapılmak kaydıyla satış bedelinin ve inşaat bedelinin ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 01.01.2014 tarihinde ve 01.03.2014 tarihinde muaccel hale gelen taksitlerin ödenmediğini, bu kapsamda davalıya keşide ettiği ihtarname ile ilk iki taksitin ödenmemesi nedeniyle taşınmaz satışından kaynaklanan 6.450.000 TL alacağın tamamının muaccel olduğunun bildirildiğini, bir ödeme yapılmaması üzerine başlattığı takibe ise davalının haksız itirazda bulunduğu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiş; birleştirilen davasında ise 04.12.2010 tarihli sözleşmeye göre bitirilip toplam 6 adet bağımsız bölüm devri gerçekleştirildiği halde ödenmeyen inşaat bedelinin tahsili için başlattığı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamını istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davada … 7.İcra Müdürlüğü’nün 2014/8493 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.450.000,00 TL asıl alacak, 11.313,26 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 6.461,313,26 TL üzerinden devamına; birleştirilen davada … 7.İcra Müdürlüğü’nün 2014/11876 sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmiş; hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 19.Hukuk Dairesi 02.04.2018 tarih 2017/2946 E., 2018/584 K. sayılı ilamı ile ” … davacı ile davalı arasında … 17. Aile Mahkemesinde 2013/497 E. Sayılı dosyası ile (Dosya 17. Aile Mahkemesinin kapatılması nedeniyle … 1. Aile Mahkemesine gönderilmiş ve 2015/105 E. Numarasını almıştır.) boşanma ve mal rejimine ilişkin davanın bulunduğu anlaşıldığından bu davada eşler arasında paylaşılması talep edilen 04/12/2010 tarihli sözleşmeye konu taşınmazların bulunduğunun anlaşıldığı, bu davada verilecek hükmün bu davaya etkisi tartışılmadan karar verilmiş olması da yerinde olmadığından bu davaların sonucunun beklenerek ona göre karar verilmesi gerekirken, boşanma davasında verilecek hükmün bu davaya etkisi tartışılmadan karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir… Boşanma davasının sonucu bu davayı etkiler niteliktedir. Mahkemece boşanma davası sonucu beklenerek, hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davalının sair istinaf talepleri bu aşamada incelenmeden, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, ” karar verilmiş, davacının temyiz talebi BAM ilgili hukuk dairesince kararın kesin olduğundan bahisle 05.07.2018 tarihli ek-karar ile reddedilmiş; ek-karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun duruşma yapılmadan verilecek kararlar başlıklı 353. maddesinin 6. fıkrasında “Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” durumunda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği düzenlenmiştir. Burada vurgulanan husus, ilk derece mahkemesinin “hiçbir” delil toplamaması ya da delilleri toplamasına rağmen “hiç” değerlendirmemesidir. Şayet ilk derece mahkemesi yetersiz de olsa delil toplamış ya da topladığı delilleri yüzeysel veya yetersiz de olsa gerekçesinde değerlendirmiş ise yine istinaf mahkemesi gönderme kararı vermemelidir, tahkikatı tamamlamalıdır. Somut olayda, ilk derece mahkemesince tapu kayıtları dosyaya kazandırılmış ve irdelenmiş, davaya esas 04.12.2010 tarihli sözleşme ve içeriği inceleme ve değerlendirme konusu yapılarak, imza inkarı nedeniyle Adli Tıp’tan rapor alınmış, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup hiç bir delil toplanmaması veya delillerin hiç değerlendirilmemesi durumu söz konusu değildir. Bu durumda istinaf mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki usul hükümleri çerçevesinde yargılama yapılıp deliller toplanıp eksiklikler giderilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan gerekçe ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-a-6 maddesine göre ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen sebeplerle yeniden incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, HMK 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilemeyecek bu karar nedeniyle temyiz talebinin kesinlikten bahsedilerek ek-karar ile reddedilmiş olması da isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 19.Hukuk Dairesi’nin; 05.07.2018 tarihli ek-kararının KALDIRILMASINA, 02.04.2018 tarih 2017/2946 E., 2018/584 K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.