Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/5113 E. 2019/12614 K. 16.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5113
KARAR NO : 2019/12614
KARAR TARİHİ : 16.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı …vekili avukat … geldi. Diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirket ile arasında 15.01.2004 tarihli vekalet sözleşmesi imzalandığını, vekalet sözleşmesinin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek, davalı şirket vekili olarak takip edilen ve halen vekalet ücreti alacağı davalı şirket tarafından ödenmeyen dava ve icra dosyalarındaki fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 6.000,00 TL vekalet ücreti alacağının 30.01.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, tarafından yapılan 1.000,00 TL masrafın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile vekalet ücreti alacağını 70.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, feshin haksız olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile vekalet ücreti alacağı yönünden; davanın kabulü ile 70.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yapıldığı iddia olunan 1.000,00 TL masraf yönünden ispatlanamayan talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacının, 26.01.2004 tarihli vekâletname ile davalı vekili iken aralarındaki sözleşmenin davalı tarafından 15.01.2007 tarihinden itibaren feshedildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126. maddesi) gereğince vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrarlar. Davacı 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırmış olup, davalı süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Davalı süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan, ıslah tarihi 19.11.2013 tarihi itibariyle ıslah edilen alacak yönünden davalının zamanaşımı def’i hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu konuda bir karar verilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.