Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/4051 E. 2019/3040 K. 07.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4051
KARAR NO : 2019/3040
KARAR TARİHİ : 07.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı-birleşen dosya davalısı, davalı şirkette 2001 yılından itibaren sözleşmeli avukat olarak çalıştığını, 08.05.2003 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bir ay sonrasından geçerli olmak üzere sözleşmesinin feshedildiğinin kendisine bildirildiğini, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, haksız olarak azledilmesi nedeni ile Avukatlık Kanunu uyarınca tam ücrete hak kazandığını, sözleşmesinin 08.05.2003 tarihinde bir ay sonrasından geçerli olmak üzere feshedildiğini, ancak sözleşme haksız olarak feshedilmeseydi Ekim 2003 tarihine kadar devam edeceğini ve en az dört ay daha ücret alacağını ve bu ücretin de aylık 330 TL olduğundan 1.320,00 TL ücret alacağı bulunduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kendisi tarafından açılmış veya takibi yapılmış tüm dava ve icra takipleri için tam vekalet ücretlerinin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi ve katma değer vergisi ile birlikte hesaplanarak tarafına ödenmesini, kendisi tarafından takibi yapılan dava ve işlere ilişkin gerek sözleşme süresince ve gerekse sözleşmenin feshinden itibaren karşı taraflardan tahsil edilen ve münhasıran kendisine ait olan vekalet ücretlerinin hesaplanarak tahsil tarihlerinden itibaren reeskont faizi ve katma değer vergisi ile birlikte tahsilini, sözleşme gereğince kısmi zamanlı çalışması karşılığı ödenen ve haksız fesih nedeniyle ödenmeyen yaklaşık 1.320,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren reeskont faizi ve katma değer vergisi ile birlikte tarafına ödenmesini istemiştir.
Davalı-birleşen dosya davacısı, asıl davanın reddini dilemiş; birleşen davada davalı avukat tarafından takipsiz bırakıldığından yenilenmesi gereken icra takip dosyalarının yenileme masrafları nedeni uğradıkları zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.626,00 TL nin dosya düşüm tarihlerinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 42.277,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile 3.789,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dava davalısının ve davalı-birleşen dava davacısının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Asıl davada davacı avukat haksız fesih nedenine dayalı olarak vekalet ücreti ve ücret alacağının tahsilini istemiş, bilahare talebini 200.000,00 TL üzerinden ıslah etmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 42.277,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, ancak davanın reddedilen bölümü üzerinden davalı-birleşen dava davacısı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Asıl davada kısmen kabul kararı verildiğinden Mahkemece, davanın reddedilen bölümü üzerinden davalı lehine 14.863,35 TL vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl davada alınması gereken 2.887,94 TL karar ve ilam harcından davacı-karşı davalı tarafından peşin yatırılan harcın mahsubuna karar verildiği halde, yatırılan ıslah harcının mahsubuna karar verilmediği gibi, ıslah harcının davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dava davalısının ve davalı-birleşen dava davacısının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm fıkrasına yeni bir bent eklenerek “asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte olan …Ü.T uyarınca davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 14.863,35 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına, (3) nolu bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm fırkasının 2. bendinin hükümden çıkartılarak yerine aynen “2.887,94 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 742,50 TL ile 1.957,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 187,94 TL harcın davalı …’den tahsiline” cümlesinin, 3. bendinde yer alan “……742,50 TL harcın…” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “….2.700,00 TL harcın….” ibaresinin eklenmesine”, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 92,70 TL harcın istek halinde davacı-bir.dos. davalısına, 757,90 TL harcın davalı-bir.dos. davacısına iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.