Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/3837 E. 2018/10132 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3837
KARAR NO : 2018/10132
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının temsilcileri olan bölgesel süt toplayıcılarının davalı adına sütleri topladıklarını, davalının da her ay sonunda o ay içinde teslim edilen sütlerin miktarlarını ve bedellerini gösteren müstahsil makbuzlarını adına keserek teslim ettiğini, yörelerinde süt alımının bu şekilde gerçekleştiğini, kendisinin de süt teslimi dolayısıyla davalıdan alacaklı olduğunu ve bu nedenle başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ihtiyaç duydukları sütleri süt üreticileri adına hareket eden toplayıcılar kanalı ile elde ettiklerini, bu kişilerin üreticilerden aldıkları sütleri onlar adına getirerek kendilerine teslim ettiklerini, süt üreticilerini tanımadıklarını ve ödemelerin toplayıcıların banka hesaplarına havale edildiğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve davacının kime süt teslim etmiş ise ona karşı dava açması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile temsilcileri aracılığıyla davalıya teslim ettiği süt bedellerinin ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, üreticiler adına hareket eden süt toplayıcılarının üreticilerden aldıkları sütleri üreticiler adına kendilerine teslim ettiklerini, davacının süt teslim ettiği toplayıcısına karşı dava açması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı ile davacı arasında yazılı herhangi bir sözleşme olmadığı, davanın tarafının alt süt toplayıcısı olduğu gerekçesi ile husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Davalı, davacının bölgesinde yargılamada tanık olarak dinlenen … adlı bir toplayıcıdan süt aldıklarını ve onun banka hesabına para yatırdıklarını, …’nun altında da alt süt toplayıcıları bulunduğunu, …’nun şirketlerinin vekili olduğunu, davacının ödemesinin de alt toplayıcı ve tanık …’a yapıldığını savunmuştur. Buna göre dava dışı …’nun davalının vekili olduğu ve sütlerin alt toplayıcı aracılığıyla kendilerine teslim edildiği hususu davalının kabulündedir. Öte yandan dosya içerisinde bulunan davalı şirket antetli müstahsil makbuzu da davalı şirkete vekaleten … tarafından imzalanmıştır. Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 100. ( 6098 sayılı TBK 116.) maddesi uyarınca borçlu, borcun ifasını yardımcılarına bırakmış olsa bile, onların işin görülmesi sırasında diğer tarafa verdiği zararlardan sorumludur. Davalı, dava dışı … ile organik bağını kabul ettiğine ve süt almadığına dair bir iddiası da bulunmadığına göre davalıya husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece, işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları ile sundukları deliller doğrultusunda yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde davanın husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.