Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/3351 E. 2019/6195 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3351
KARAR NO : 2019/6195
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi (Kanun Yararına Temyiz Bürosu 2018/492)

Taraflar arasındaki itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı banka vekili, davalının 23.06.2015 tarihinde kullandığı tüketici kredisi nedeniyle ödenmesi gereken 25. ve 26. taksitleri ödemediğini, bu kapsamda hesabın kat edilerek 6.198,30 TL alacak için takibe geçildiğini, ancak davalının haksız şekilde takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava değeri itibariyle hakem heyeti başvuru sınırının altında kalan uyuşmazlıktan dolayı doğrudan mahkemeye başvurulamayacağı ve icra takibi yapılamayacağı gerekçesi ile davanın usülden reddine karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istemi ile temyiz edilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 68.maddesinde 06.12.2017 tarih ve 7063 sayılı Kanun’un 11.maddesi ile değişiklik yapılarak birinci fıkrasında yer alan “Değeri” ibaresi “Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri” olarak değiştirilmiştir. Değişiklik gerekçesinde ” … Bu madde ile uygulamadaki önemli bir ihtiyacın karşılanması amaçlanmaktadır. Tüketici hakem heyetleri; tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde, mahkeme öncesi çözüm mercii olarak görev yapmaktadır. 6502 sayılı Kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasının mevcut hali; tüketicilerin taraf olduğu uyuşmazlıklarda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun uygulanamayacağı şeklinde değerlendirmelere sebep olmaktadır. Bu durum, ilamsız icra yolunu kapatmakta, hak arama ve eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil etmekte ayrıca tüketici hakem heyetlerinin iş yükünü de gereksiz şekilde artırmaktadır. Maddede yapılan değişiklik ile icra iş ve işlemlerine ilişkin hususlarda tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu aranmaksızın 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanabileceği vurgulanmıştır.” ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
Somut olayda, tüketici davalının davacı bankadan tüketici kredisi kullanmış olduğu, kendisine yapılan ihtarata rağmen borç taksitlerini ödemediği iddiası ile bankanın ilmasız icra takibinde bulunduğu ve borçlu davalının takibe itiraz ettiği, açılan davada mahkemece tüketici hakem heyetine başvurulmadığı gerekçesi ile sonuca gidildiği anlaşılmakla, mahkemenin yukarıda belirtilen kanun değişikliği nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerini uygulamak ve davanın esası yönünden bir karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile, … 1.Tüketici Mahkemesi’nin 23.02.2018 tarih 2018/99 E., 2018/133 K. sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.