Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/3185 E. 2018/9643 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3185
KARAR NO : 2018/9643
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, … Belediye Meclisi’nin 11/12/2009 tarih ve 2009/49 sayılı karar ile şehir içi dolmuş durağı kurulmasına karar verildiğini, davalı … tarafından yapılan ihale sonucu iki adet dolmuş hattı almaya hak kazandığını ve ödenmesi gereken 51.182,50 TL ücreti 24.02.2010 tarihinde davalı …’nin banka hesabına yatırdığını ancak hatların sebepsiz bir şekilde 01.10.2011 tarihine kadar dolmuş hatlarını işletmeye açmaması nedeniyle maddi zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 24/02/2010 tarihinden işe başladığı 01/10/2011 tarihleri arasında uğradığı zarar nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL’nın 24.02.2010 tarihinden itibaren işliyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı … tarafından yapılan ihale sonucu bedelini ödeyerek satın almış olduğu dolmuş hatlarının süresinde işletmeye açılmaması nedeniyle uğradığı zararı istemiştir. Taraflar arasında özel hukuk hükümleri uyarınca düzenlenmiş satım sözleşmesi bulunmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşmenin imzalanması ile birlikte taraflar arasındaki ilişki özel hukuk alanında sonuçlar doğurmaya başlar. Bir başka anlatımla sözleşmenin imzalanması aşamasına kadar olan ihtilaflar idari yargının, sözleşmenin imzalanmasından sonraki ihtilaflar ise adli yargının görev alanına girmektedir. Uyuşmazlık sözleşmenin imzalanmasından sonraki aşamaya ilişkin olduğuna göre davada adli yargı görevlidir. O halde mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.