Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/1499 E. 2019/9108 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1499
KARAR NO : 2019/9108
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

… Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde davacı vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Hazır olan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka bir güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, … ’nda 25 yıldır kayıtlı avukat olduğunu, davalı alacaklının ise eski müvekkili olup, davalının babası …’nin, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/130 takip sayılı dosyasında konkordatonun feshi davasını takip ettiğini, ayrıca davalılara ait şirketlerin satılması konusunda yardımda bulunduğunu, sonrasında davalının bilgi almak üzere 24.11.2005 tarihinde bürosuna geldiğini ve talep ettiği konuyla ilgili olumsuz durum belirtilince sinirlendiğini, o sırada başka bir müvekkili ile görüştüğünden büronun giriş kısmındaki sekreter odasına geçtiğini, 20-25 dakika sekreteri dışarıda olduğu için burada oturduğunu ve daha sonra hışımla bürodan dışarı çıktığını, davalının içinde olduğu mali darboğaz sebebiyle bu şekilde davrandığı düşünülürken davalı tarafça aynı tarihte azledildiğini öğrendiğini, ayrıca … İcra Müdürlüğü’nün 2005/242 Esas sayılı icra dosyası ile davalının aleyhine icra takibi başlattığını, bu takipte dayanak yapılan 29.09.2004 tarihli belgede 05.05.2004 tarihinde, 03.06.2004 tarihinde ve 14.07.2004 tarihinde ayrı ayrı toplam 113.000 TL’nin tarafına ödendiği iddiasının yer aldığını ancak tarafından böyle bir belge düzenlenmesinin mümkün olmadığını, bununla birlikte belge aslı icra dosyasına konulmadığı için belge üzerindeki imzanın da tarafına ait olup olmadığının anlaşılamadığını, bu belgenin davalının 25.11.2004 tarihinde bürosunda yalnız oturduğu sırada yazısız ve imzalı bir halde çalınmış olduğu sonucunun ortaya çıkacağını, mesleği gereği şehir dışında duruşmaları olması nedeniyle duruşmalara yetişememe ihtimaline binaen düzenlenmek üzere bürosunda devamlı surette imzasını taşıyan boş belgeler bulundurduğunu, eğer belge üzerindeki imza tarafına ait çıkarsa da iş bu belgenin anlatılan suretle imzalanmış sahte bir belge olabileceğini, ayrıca açılan konkordatonun feshi davasının maktu harca tabi olup bu dava için 113.000,00 TL masraf istenmeyeceğini, yine davalıdan para aldığı iddia edilen tarihlerde duruşmaları olduğunu beyan ederek … İcra Müdürlüğü’nün 2005/242 Esas sayılı takibinin tedbiren durdurulmasını ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının davasının reddine, karar verilmiş ve davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesince de davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
SONUÇ: Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle dava tarihi itibariyle ve somut olayın özelliğine göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA aşağıda dökümü yazılı 8,50 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.