Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2018/1204 E. 2018/11126 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1204
KARAR NO : 2018/11126
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı … avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalılardan …’e Mayıs 1992 tarihinden itibaren çeşitli miktarlarda borç para verdiğini, bu borç paraların büyük kısmının …’e verilmek üzere …’in banka hesabına yatırıldığını, bir kısmının da elden verildiğini, davalılardan … ile Mayıs 1994 tarihinde Protokol başlıklı sözleşmeyi yaptıklarını, bu sözleşmede toplam 18.500 DM borç aldığını davalının kabul ettiğini, Alman Markı olarak 26.11.2001’e kadar toplam 62.354,50 DM borç para verdiğini, bunun karşılığının da 31.886,46 Euro olduğunu, 17.06.2002’den günümüze kadar ise toplam 31.342,60 Euro’nun banka kanalıyla davalı …’e verilmek üzere gönderildiğini, …’le 20.08.2004 tarihli ek bir sözleşme daha yaptıklarını, bu sözleşmeye göre davalının kendisine borçlu olduğunu kabul ettiğini, bu borcundan dolayı … civarında bir arsa devir etmeyi kabul ettiğini, bunun dışında 8.000,00 Euro’luk başka bir borcunun mevcut olduğunu ve bunu da taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğini, davalı …’in şu anda oturduğu evi satın almak için borç para rica ettiğini ve 12.10.2004 tarihinde 24.436,60 Euro’yu davalıya vermek üzere … hesabına yatırdığını, davalılara borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalılar hakkında takip başlattığını, …’in takibe tamamen …’in ise kısmen itiraz ettiğini, beyan ederek; davalılardan … açısından icra dosyasına yapılan kısmi ödeme Euro alacağından düşüldükten sonra kalan 31.886 Euro ve 37.422 Euro alacağın toplamı olan 69.308 Euro’nun davalılardan müştereken ve müteselsilen fiili ödeme günündeki T.C.Merkez Bankası efektif satış karşılığı olan TL kaşılığı olarak tahsiline, icra takibi ile istemekte haklı olduğundan bu kısımlar için Mayıs 2004 tarihli sözleşmeye uygun olarak 20.05.1992 tarihli borca (7.000 Alman Markı’na) 20.05.1992 tarihinden itibaren yıllık %15 sözleşme faizi ile, borcun geri kalanına temerrüt tarihi olan ihtarnamenin tebliği tarihi 09.08.2005 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının Almak Markına ve Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, itirazın iptaline davalıların %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, öncelikle davacının iddia ettiği havalelerin tarihleri itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuşlar ve davalı …; havalelerin hiçbirisinin tarafına gönderilmediğini, hiçbir biçimde kendisince tahsil edilmediğini, davacı ile arasında bazı para alışverişleri olduğunu, buna istinaden de tüm alacak ilişkisini noktalayan 20.08.2004 tarihli adi sözleşmenin yapıldığını, bu sözleşmeye göre de tüm borç ilişkisinin 8.000 Euro olarak sabitlendiğini savunarak davanın reddini dilemiş, yargılama sırasında davalı …’in vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
Mahkemece, davalı … ve ölümü ile davaya dahil edilen mirasçıları hakkındaki davanın reddine, davalı … ile ilgili davanın kısmen kabul kısmen reddiyle … 25.İcra Müdürlüğü’nün 2006/9671 sayılı dosyasında yapılan takibin kabul edilen kısım dışında 56.475,81 Eurosuna itirazın iptaline, Asıl alacak 54.015,88 Euroya dava tarihinden itibaren değişen oranlarda Euroya devlet bankalarının bir yıllık mevduatına uyguladıkları en yüksek faizinin (davacının %6’lık talebi aşılmamak üzere uygulanmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalı …’e borç olarak gönderdiği paraların iade edilmemesi üzerine alacağının tahsili için başlatmış olduğu takibe itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptalini talep etmektedir. Davacı, davasında davalı …’e borç olarak verilmek üzere banka havalesi yolu ile … hesabına para gönderdiğini ancak söz konusu borcun ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı … ise söz konusu havalelerin kendisince tahsil edilmediğini savunmaktadır. Paraların davalıya verilmek üzere gönderildiği konusunda davacı taraf tanık dinletmek istemişse de davalı … davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediğini beyan etmiştir, mahkemece de davacı tarafın bildirdiği tanıkların kayınvalidesi olan davalı … açısından tanıkla ispat kuralının istisnaları arasında olması sebebiyle dinlenmesine karar verilmiş ve davalılardan … yönünden taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi olmadığında bu konuda tarafların onayları da olmadığından tanık dinletme talebini reddetmiş fakat bu ara karara rağmen dava sonunda ”..davacının borç para verdiği kişinin … olduğu, diğer davalının hesabının paranın aktarılması için kullanıldığı ve paraların da …’a verildiğinin gerek davacı iddiası gerek tanık beyanlarından anlaşılması…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı söz konusu havalelerin davalı …’e verilmek üzere gönderildiği hususunu aralarında kanunda belirtilen derecede akrabalık ilişkisi bulunmayan davalı açısından tanıkla ispatlayamaz, davacının bunu yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Taraflar arasında 20.08.2014 tarihinde bir sözleşme imzalandığı ve sözleşmede borç miktarı belirtilmeksizin davalı …’in davacıya olan borcu nedeniyle … civarında bir arsayı devretmeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının ilk olarak dava konusu havalelerin davalı …’e verilmek üzere gönderildiğini ispatlaması beklenmeli, ispatlanması durumunda, taraflar arasında niteliği belirtilmeyen ve davalının davacıya devretme taahhüdü altında bulunduğu arsanın değeri belirlenmeli ve bu şekilde borç olarak gönderilen paranın arsa değerinde olduğu tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının icra takibinde talep ettiği alacaklar arasında davalı …’le sözleşme imzaladıkları 20.08.2014 tarihinden sonra 06.09.2014 tarihinde gönderilen 206,00 Euro ile 12.10.2014 tarihinde gönderilen 24.436,60 Euro da bulunmaktadır. Söz konusu havaleler de davacının iddiasına göre davalı …’e verilmek üzere diğer davalı … hesabına gönderilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının ilk olarak bu havalelerin davalı …’e verilmek üzere gönderildiğini yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Bunu ispatlaması durumunda ise havalenin bir ödeme vasıtası olduğu, söz konusu havalelerin borç olarak gönderildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, bunların borç olarak gönderildiği hususunu davacının genel ispat kuralları gereği ispatlaması gerektiği değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenlerine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile temyiz edilen kararın davalı … yararına BOZULMASINA, 3.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 1.467,00 TL harcın istek halinde davalı …’e iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.