Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2017/981 E. 2019/3635 K. 20.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/981
KARAR NO : 2019/3635
KARAR TARİHİ : 20.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı tarafın turistlerin şehir içi ulaşımlarını sağlayacak bir işletmeye davet ettiğini, işletmeye vereceği para karşılığında işletmenin aylık gelirinden pay vermeyi taahhüt ettiğini, davalı tarafça verilen taahhütlere güvenerek 11.04.2014 tarihinde talep edilen 25.000,00 TL’yi davalının banka hesabına EFT işlemi ile gönderdiğini, gönderilen para ile aynı gün iki minibüs satın alındığını, işletmeden haber almamaya başladığını bu nedenle paranın iadesi için icra takibi başlattığını, … 2.İcra Müdürlüğü’nün 2014/22013 esas sayılı takibinde davalının borca itirazının iptali %20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya ödünç verdiği paranın iade edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile takibin takip tarihi itibari ile 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, itirazın iptaline, toplam alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, EFT ile gönderilen 25.000,00 TL’nin borç olarak verilmiş olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacıya daha önce ödünç verdiği paranın geri verildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının davacıdan 25.000,00 TL parayı aldığını açıkça ikrar ettiği ancak bu paranın daha önce verilen borca karşılık yapılan ödeme olduğunu ispatlayamadığı, bu durumda ispat yükü kendisinde olan davalının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Halbuki ispat yükü alacak iddiasında bulunan alacaklı yani davacıdadır. Miktar itibari ile davada tanık dinlenmesi de mümkün değildir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır“ hükmü düzenlenmiş olup, havale dekontunu borç verildiğine ilişkin bir açıklama da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, somut olayda ispat yükünün davacıda olduğu dikkate alındığında yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.